 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/8906
K: 1989/6429
T: 20.11.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Asliye 4. Ticaret Mahkemesince verilen 23.12.1987 tarih ve 285-773 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin Avrupa'ya taşımayı üstlendiği malı davalı şirkete ait araçla taşıtmak üzere anlaştıklarını, ancak aracın sözleşme hilafına yurt dışına geç çıkış yaptığını, bu yüzden mal sahibinin zararını navlun ücretinden kesinti yapılarak ödendiğini ileri sürerek 1.400.000 lira zararın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ise, müvekkilinin, davacı ile direkt bir akdi ilişkide bulunmadıklarını, gecikmenin araçtaki arıza nedeniyle meydana geldiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkeme; toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davalının alt taşıyıcı olarak sorumlu olduğunu, ancak hamule senedinde taşıma süresi gösterilmediğinden taşıyan makul sürenin 2 katını aşsa bile taşıtanın sadece navlun bedelinin indirilmesini isteyebileceği, ayrıca gecikmeden doğan zararını isteyemeyeceği, kaldı ki alıcının uğradığı zararın miktarının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı taşıyıcı, davalı ise alt taşıyıcı durumundadır. TTK. 787. maddesine göre taşıtana tazminat verdiği ya da bu yüzden aleyhine dava açıldığı takdirde esas taşıyıcı olan davacının davalı taşıyıcıya rücu hakkı doğar. Davacının yurt dışındaki alıcıya malın geç taşınmasından dolayı 5000 DM tazminat ödediği anlaşılmaktadır. Davalı da bu tediye iddiasına bir itirazda bulunmamıştır. TTK. 780/1. fıkrası hükmünce taşınan emtia mukavele, ticari teamül veya halin icabına göre münasip olan müddetten sonra ve bu sürelerin 2 mislini aşan bir süre gecikme ile malın ulaştırılması halinde taşıyıcı bu yüzden doğan zarar ve ziyandan sorumlu olur. Sözleşme taşıma süresi belirlenmemiş ise, ticari teamül veya bilirkişi mütalası ile malın normal ulaşma süresi saptanarak geç ulaştırma fiili itibariyle TTK.780. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı belirlenmek, uygulanması gerekirse bu gecikmeden dolayı alıcının ne suretle ve ne miktar zarara uğramış olabileceği ve dolayısıyle davacı taşıyıcıya ne miktar için rücu edebileceği soruşturulup tesbit edilmek ve tam olarak tesbit mümkün olmadığı takdirde BK.42. maddesine göre zarar tayin ve takdir olunmak ve sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken, davanın reddi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 20.11.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.