 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/8793
K: 1989/6565
T: 23.11.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Gaziantep Asliye 4. Hukuk mahkemesince verilen hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından iştenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili Gaziantep'te kuyumculukla uğraşan müvekkilinin 234,54 gram altını İstanbul'daki müşterisine teslim etmesi için bu işi meslek olarak icra eden davalıya verdiğini, davalının bu altını yolculuk sırasında çaldırdığını savunarak, ne müşteriye ne de davacıya teslim ettiğini ileri sürerek, 234.54 gram altının aynen teslimine veya dava tarihindeki değeri olan 2.500.000 TL'nın yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabında, davacının kendisine kapalı bir kutu teslim edip İstanbul'daki bir şahsa vermesini istediğini, ancak teamül veçhile kutuda ne olduğunu söylemediği gibi bu hususta bir belge de düzenlenmediğini, kaybolan kutuda 234.54 gram altın bulunduğu iddiasının soyut bir sözden ibaret kaldığını, kaldı ki kendisinin otobüs yolculuğundaki molalar sırasında diğer kuyumcuların emanetlerini de içeren çantaları dikkati çekmemek için aşağı indirmeyip otobüsteki koltuğunun altına bıraktığını, kendisine bir kusur isnat edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece ceza davası dosyası içeriği, bilirkişi raporu, davacıya re'sen verilip eda olunan yemin gibi delillerle subuta eren davanın kabulü ile, 2.204.675 TL. alacağın yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Kuyumcu olan davacının şehirler arasında ücret mukabili kıymetli maden taşıma işiyle uğrayan davalıya İstanbul'daki bir kuyumcuya verilmek üzere içeriği bilinmeyen kapalı bir kutu teslim ettiği, davalının ise bu kutuyu gönderilene veya davacıya teslim etmediği ihtilafsızdır. Uyuşmazlık kutu içeriğinin ve değerinin ne olduğunda düğümlenmektedir.
BK.nun 98/f. ll maddesi delaletiyle akde aykırılıktan doğan tazminat davalarında da uygulanan BK.nun 42/f.l maddesine göre, zararı ispat etmek davacıya düşer. Olayda ise, davacı bu hususta kendi düzenlediği ve davalının imzasını taşımayan (sevk irsaliyesi) başlıklı belgeden başka bir delil gösterememiştir.
Bu durumda yerel Ticaret Odası ve kuyumcular Derneği gibi meslek kuruluşlarına müzekkere yazılarak kuyumcularla taşıyıcılar arasındaki bu gibi ihtilafların hallinde gözönünde bulundurulacak yerleşik bir teamülün mevcut olup olmadığı sorulmalı, böyle bir teamül varsa bu doğrultuda tahkikat yapılmalı, davacı defterlerinde bu hususta kayıt varsa incelenmeli, davacının daha önce aynı şekilde mal gönderdiği İstanbul'daki kuyumcular talimatla dinlenerek her seferinde kendilerine yaklaşık ne miktar ve değerde altın gönderildiği sorulmalı, bütün bu deliller hep birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmek icap ederken, yazılı olduğu şekilde noksan tahkikatla hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 23.11.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.