 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/7717
K: 1989/5206
T: 9.10.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
6762/m.116,119
Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmar 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24.3.1988 tarih ve 486-217 sayılı hükmün temiyzen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakal dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirketçe nakliye rizikolarına karşı sigortalanmış olan dava dışı .... Dış Ticaret A.Ş. ait emtianın Salzburg'dan ( Avusturya ) İzmir'e taşınması işini davalının üstlendiğini ve emtianın Yunanistan'da kamyonla birlikte yanması nedeniyle müvekkili şirketin sigortalısına 4.127.532 TL. ödeme yapmak zorunda kaldığını belirterek anılan meblağın, reeskont faizi ile birlikte, davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu emtia ile ilgili olarak müvekkilinin acentalık hizmetinde bulunmadığını, bu itibarla kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, taşıma belgesinde müvekkilinin isminin bulunmasının kendilerini bağlayacağını, ileri sürerek husumet itirazında bulunmuş ve ayrıca da 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya v etoplana delillere ve bilirkişi raporuna göre .... Denizcilik ve Nakliyet A.Ş.nin acenta olduğunun kanıtlanamadığı sonucuna varılarak davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin bütün temyiz itiraları yerinde değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nenednelrden dolayı davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının rediye usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1000 lira temyiz ilam harcının temiyz edenden alınmasına, 9.10.1989 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
TTK. 116. maddesine göre, ticari mümessil, ticari vekil, satış memuru veya müstahdem gibitabi bir sıfatı olmaksızın bir mukaveleye dayanarak muayyen bir yer veya bölge içinde daimi bir surette ticari bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi veya bunları o işletme adına yapmayı meslek edinen kişiye acenta denir ve TTK. 119/2. maddesine göre de, amcentanın aracılık ettiği veya işletme adına aktettiği sözleşmelerden doğacak uyuşmazlıklardan dolayı acenta müvekkili adına dava açabileceği gibi kendisine karşı da aynı sıfatla dava açılabilir. Bu gibi davalarda asıl davacı veya davalı acenta olmayıp acentanın, acentası olduğu işletmedir.
Olayda .... Denizcilik ve Nakliyet A.Ş.'nin .... Und Co. Ag. şirketinin acentası olduğu belirtilerek dava açılmış, ancak .... A.Ş.nin acentalığı kanıtlanamamıştır. Bunun üzerine mahkemece dava husumet yönünden reddedilmiştir. Oysa davada asıl davalı acenta olmayıp acentanın temsil ettiği .... Und Co. Ag. şirketidir. Acentanın anılan şirketin acentası olmadığı anlaşılması halinde, bu durum davanın husumet yönünden reddi nedeni olamaz. Sadece temsilcide hata edildiği kabul edilerek esas davalıya tebliğat yapılarak davaya devam edilmesi gerekir. O halde mahkemece davacıya .... Und. Co. Ag. şirketine dava dilekçesini tebliğ ettirmesi için mehil verilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirdi. Bu şekilde işlem yapılmadan yukarıda anılan şirketin acenta olmadığından bahisle davanın husumetten reddedilmesi bozmayı gerektirdiği kanaatiyle çoğunluğun onama kararına karşıyım.