 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/6637
K: 1989/3815
T: 20.06.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Mut Asliye Mahkemesince verilen, hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş, olmakla, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili; davalının müvekkilinden aldığı canlı mal karşılığı verdiği (900.000) liralık çeke dayalı yapılan icra takibinin, davalının Tetkik Merciine yaptığı şikayet üzerine çekin yasal unsurlarının olmadığından bahisle iptal edildiğini ileri sürerek (900.000) lira alacağın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap vermemiştir.
Mahkemece, keşide yeri bulunmayan çekin adı yazılı belge niteliğinde olduğu, davalının borca ve çekteki imzaya itirazının bulunmadığı, mal alım satımına binaen davacının alacaklı olduğu gerekçesiyle (900.000) liranın dava tarihinden itibaren %30 faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı temyiz etmiştir.
Mahkeme sadece, davacının ibraz ettiği çek niteliğinde olmayan belgeye dayanarak hüküm tesis etmiştir. Çek niteliğinde olmayan hamiline yazılı bu belge mahkemenin kabulünün aksine adi yazılı belge olarak da nitelendirilemez. Davalı temyiz dilekçesinde bu belgeyi davacıya kendisini verdiğini, ancak bedelsiz olduğunu belirttiğine göre sadece yazılı delil başlangıcı sayılabilir. Esasen davacı dahi dava dilekçesinde davalıya canlı hayvan sattığını belirterek temel ilişkiye dayanmıştır.
Bu durumda mahkemece, canlı hayvan sattığı hususundaki temel ilişkiyi kanıtlayıcı delilleri davacıya sorulmalı, dayandığı belgenin sadece yazılı delil başlangıcı delilleri davacıya sorulmalı, dayandığı belgenin sadece yazılı delil başlangıcı sayılabileceği nazara alınarak delilleri toplanmalı, gerektiğinde yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmelidir. Bu hususlar nazara alınmaksızın yazılı olduğu şeklide hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün, temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 20.6.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.