 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/6306
K: 1989/3995
T: 30.06.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Karabük Asliye 1. Hukuk Mahkemesince verilen 22.3.1988 tarih ve 416-120 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş (...) olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan Ali Osman yönetimindeki, diğer davalıların sahibi ve işleticisi oldukları otobüste yolcu iken meydana gelen trafik kazası sonucu sağ ayağını kaybettiğini iddia ederek, toplam 30.000.000 TL maddi ve manevi tazminatın davalılardan yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan Eyüp l. vekili, süresinde verdiği cevap layihasında olayın Kartal sınırları içerisinde meydana geldiğini, ortak yetkili mahkemenin Kartal - İstanbul Asliye hukuk mahkemeleri olduğunu belirterek yetkisizlik itirazında bulunmuş, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar dava dilekçesi tebliğine rağmen duruşmalara gelmemişler, her hangi bir savunmada bulunmamışlardır.
Mahkemece, toplanan kanıtlara nazaran davalı Eyüp'ün yetki itirazı yerinde görülerek ortak yetkili mahkemenin haksız eylemin meydana geldiği Kartal Mahkemeleri olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine, istek halinde dosyanın Kartal Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı ile davalılardan Musa, Mehmet ve Alaattin arasında taşıma sözleşmesi ilişkisi bulunmakta ve davacı adı geçen davalıları bu sıfatla dava etmiş bulunmaktadır. Diğer davalılar ise, otobüsün maliki ve işleticisi olan Eyüp ile araç şoförü Alaattin'dir. Bu son iki davalı bakımından davacı haksız fiil hükümlerine dayanmış bulunduğundan bu iki davalı bakımından haksız fiilin işlendiği yer mahkemesi (HUMK.md. 21) Usul kanunun 9/2 maddesi uyarınca ortak yetkili mahkeme sayılabilir ise de, taşıma sözleşmesi uyarınca davacıya sorumlu olan diğer davalılar yönünden haksız fiilin işlendiği yer mahkemesinin ortak yetkili mahkeme olarak kabulü mümkün değildir. Böyle bir durumda HUMK.nun 9/2 maddesinin birinci cümlesi hükmü uyarınca dava, davalılardan birinin ikametgahı mahkemesinde açılabilir. Davacı vekili de anılan yasa hükmü uyarınca davayı, davalılardan taşımacı sıfatını taşıyanların ikametgahı mahkemesi olan karabük mahkemesinde açtığına ve davacının sırf diğer davalıları kendi mahkemelerinden başka bir mahkemeye getirme amacı ile hareket ettiği de ileri sürülüp kanıtlanmamış bulunmasına göre, davalı Eyüp vekilinin HUMK.nun 21. maddesine dayalı yetki itirazı reddolunarak işin esasına girilmesi gerekirken, yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş ve kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın BOZULMASINA, (...) 30.6.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.