 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/5664
K: 1989/2193
T: 11.04.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 4. Ticaret mahkemesince verilen (...) hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla (...) işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili taraflar arasında akdolunan 25.12.1986 tarihli sözleşme uyarınca davalının Irak'a göndereceği 100.000 ton şekerin taşınması işini davacının üstlendiğini, 41.368 ton şekerin taşınmasını müteakip davalının akdi haksız olarak feshettiğini, müvekkilinin haksız fesihten doğan alacakları için ayrı bir dava açtığını ve o davada gecikmeden doğan haklarını saklı tutuğunu, uluslararası uygulama ve teamüllere göre boşaltmada 48 saatlik normal süreyi aşan her gün için taşıyıcının beher kamyon üzerinden 200. D.M. ve beher treyler üzerinden 350 D.M. tazminat isteyebileceğini, Irak'ta yükün boşaltılmasında vukubulan ve 48 saatlik normal süreyi aşan gecikmelerden dolayı davacının 2571 günlük gecikme karşılığı 684.900, D.M. tazminat alacağı doğduğunu ileri sürerek, buna tekabül eden 442.000.000 TL alacağın banka iskonto haddi oranındaki faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında taşıma sözleşmesinde boşaltmadaki gecikmeler nedeniyle taşıyıcının hiçbir tazminat isteyemeyeceğinin açıkça belirtildiğini, sözleşmede hüküm varken, uygulamadan veya teamülden söz edilerek bir talepte bulunulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece taraflar arasında mevcut taşıma sözleşmesinin 3/f maddesinde boşaltmanın zamanında yapılmaması nedeniyle taşıyıcının gönderenden herhangi bir tazminat isteyemeyeceğinin açıkça kararlaştırıldığı; bu durumda Yasaların sözleşmede boşluk bulunması halinde uygulanabilecek hükümlerinden veya teamülden bahisle tazminat talebinde bulunulamayacağı gerekçesiyle haklı görülmeyen davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, (...) 11.4.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.