Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/5371
K: 1989/1251
T: 02.03.1989

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir Asliye 2. Ticaret Mahkemesince verilen 24.3.1988 tarih ve 627-215 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 28.2.1989 gününde davacılar avukatı G.Ö ile davalı avukatları B.D. ve E.S. gelip temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü :
 
KARAR : Davacılar vekili, yabancı firmalarca üretilen tarım makinalarının Türkiye distribütörlüğünü yapan davacı Ege T.A.Ş.'nin mali durumunun sarsılıp konkordatoya gitmesi üzerine davalı ile 28.3.1986 tarihinde bir sözleşme akdettiğini, bu sözleşme ile yabancı menşeli tarım makinalarının ithal ve pazarlamasının davalı tarafından yapılmasını ve elde edilecek karın % 15'inin davacı Ege T.A.Ş.'ye verilmesinin kararlaştırıldığını; davalının ithal edeceği mallar için satış garantisi istemisi üzerine davacı şirketin diğer davacı T.E. emrine düzenlediği tanzim ve vade tarihlerini içermeyen (110.000.000) TL'lık bir teminat bonosunun davalıya ciro edildiğini, ancak kendi pazarlama teşkilatını kurmak istemeyen davalının daha sonra ithal edilecek makinaların pazarlamasının da davacı Ege T.A.Ş. tarafından yapılmasını ve bu iş için davacı şirkete kardan ayrıca % 10 pazarlama payı ödemeyi önerdiğini ve bu önerinin Ege T.A.Ş. tarafından kabul edildiğini, nitekim 1986 satışlarından sağlanan karın % 15 ine takabül eden kar payı ve % 10 unu oluşturan pazarlama payı tutarı için Ege T.A.Ş.'nin düzenlediği faturanın davalı tarafça benimsenerek fatura tutarının davacı şirkete ödendiğini, ancak Temmuz-Ağustos-Eylül-Ekim/1986 dönemi satışlarından sağlanan kardan davacı şirkete düşen /7.689.431) TL payın ödenmediğini, davalının davacı Ege T.A.Ş.'ye satılmak üzere teslim ettiği malları elindeki teminat bonosunu takibe koyacağı tehdidiyle geri aldığını, sorunu çözebilmek için Ege T.A.Ş.'nin kooordinatörü olan diğer davacı A.E.'nin keşide ettiği muhtelif tarihli (8) adet çekin Ege T.A.Ş.'nin cirosuyla davalıya devredildiğini; bunun üzerine davalının Ege T.A.Ş.'ye bir kısım mal teslim ettiğini ve bu malların satışından sağlanan parayla sözü geçen teminat çeklerinin bir kısmının geri alınabildiğini, ancak 7.5.1987 keşide tarihli biri (10.029.886) TL'lık diğeri (1.307.099) TLlık iki adet çekin davalı elinde kaldığını; bu arada davacı Ege T.A.Ş.'nin davalıdan teslim alınan mal tutarına göre fazladan ödenen (18.525.846) TL'nın reeskont faizi oranındaki faiziyle birlikte tahsiline, (110.000.000) TL'lık teminat bonosu ile toplam (11.336.985) TL tutarındaki iki adet çekten dolayı davacıların borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında müvekkili ile davacı T.E. ve A.E. arasında doğrudan bir hukuki ilişki bulunmadığını, davacı Ege T.A.Ş.'nin diğer davacı T.E.'nin emrine düzenlediği 20.6.1987 vadeli (110.000.000) TL'lık bononun hamili olan dava dışı R.D.'nin davalı şirkete olan borcu nedeniyle bonoyu davalıya ciro ettiğini; müvekkili ile davacı Ege T.A.Ş. arasındaki mal alışverişi sonunda müvekkilinin adı geçen davacıya bakiye borcu olan (405.007) TL ile Ege T.A.Ş.'nin müşteri senet ve çekleriyle yaptığı (33.491.599) TL'lık ödemeler bono tutarından düşüldüğünde müvekkilinin (76.103.434) TL alacağı kaldığnı ve mezkur bononun bu miktar alacak üzerinden takibe konulduğunu, Ege T.A.Ş.'nin borcuna karşılık ciro ettiği toplam (11.336.985) TL tutarında iki adet çekin karşılıksız çıkması üzerine keza bu çekler için de icra takibine girişildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ve dosya içeriği belgelere dayanılarak davacı Ege T.A.Ş ve T.E.'nin (110.000.000) TL'lık bonodan dolayı, davacı Ege T.A.Ş ve A.E.'nin de toplam (11.336,985) TL'lık çeklerden dolayı davalıya borçlu olmadıklarının tespitine; davacı Ege T.A.Ş'nin Temmuz-Ağustos-Eylül-Ekim/1986 dönemi satışları karından payına düşen (6.114.879) TL ile fazla ödediği mal bedelinden doğan (18.525.846) TL olmak üzere toplam (24.640.725) TL alacağın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacı şirkete verilmesine; fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermiştir.
Hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalardan da bu anlaşılacağı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlığın odak noktası, yanlar arasında düzenlenmiş bulunan 28.3.1986 tarihli sözleşmede yer almayan (110.000.000) TL'lık bono ile yine bu davada iptali istenen 2 adet çekin taraflar arasındaki akdi ilişkinin teminatı olarak verilip, verilmediği hususunda toplanmaktadır. Davacı yan, bono ve çekleri teminat amacıyla verildiğini ileri sürerken, davalı taraf, bu iddiayı kabul etmemekte, dava konusu bono ve çeklerin R.D.'nin davalı şirkete olan borcu için bu kişi tarafından şirkete ciro edildiğini savunarak istemin reddini savunmaktadır.
Bu tür uyuşmazlıklarda kural olarak senedin teminat senedi olarak verildiğini ileri süren taraf iddiasını kanıtlaması gerekir. Bono arkasındaki ciro silsileleri her ne kadar ilk bakışta davalı savunmasını doğrular nitelikte ise de, davacı taraf açıklamalarında, bu bononun davacı şirketin temsilcisi olan T.E. tarafından davalı şirketin yönetim kurulu başkanı ve murahhas azası olan R.D. isimli kişiye teslim edildiğini ancak davalı taraf savunmalarına hukuki dayanak sağlamak için bu bonoyu R.D.'ye ciro ettirdiklerini ve bu cironun araya sıkıştırma suretiyle gerçekleştirildiğini ileri sürmektedir. Dosya içindeki sirküler örneğinden de R.D.'nin bu sıfatı taşıdığı anlaşılmaktadır. davacı iddiası yönünden elinde belge bulunmadığından diğer deliller yanında davalı şirketin defter kayıtlarına da dayanmış, davalı şirket vekili dahi 3.12.1987 tarihli oturumundaki imzalı beyanı ile dava konusu senedin teminat senedi olmadığının kendi defterlerinin incelenmesiyle ortaya çıkacağını açıklamak suretiyle senedin karşılığının bulunduğunun defter incelenmesi ile ortaya çıkacağını kabul etmiştir.
Mahkemece bu konuda tek bir bilirkişiye yaptırılan inceleme sonucu düzenlenen raporda dava konusu bono arkasındaki ciro ve davalı defterlerindeki bono ile ilgili kayıtları dikkate alınmaksızın sadece davacı şirket ile davalı şirket arasındaki akdi ilişkiden kaynaklanan alacak ve borç miktarı aşağı yukarı birbirine denk geldiği düşüncesinden hareketle bononun teminat senedi olduğu ve karşılıksız kaldığı sonucuna varılmıştır. Oysa, davalı taraf yukarıda da değinildiği gibi, dava konusu bonunun teminat bonosu olduğunu kabul etmekte ve R.D.'nin şirkete olan borcu için bu bononun ciro edildiğini savunmaktadır. Bono arkasındaki ciro silsilesi de şeklen davalı savunmasını doğruladığına göre, burada üzerinde durulması gereken asıl husus, R.D.'nin gerçekten davalı şirkete borçlu olup olmadığıdır. Bilirkişi raporunda bu husus üzerinde gereği gibi durulmamış, senedin şirket defterlerindeki kaydının asıl dayanağı yani R.D.'nin şirkete gerçekten borçlu olup olmadığı ve kayıt dayanakları üzerinde durulmadan bir sonuca varılmış bulunmaktadır. Öte yandan, davacı şirketin kar payı ve alacakları hesaplanırken her iki taraf defterlerindeki farklı rakamlar varken yeterli verilere dayanılmadan farklı miktarların aynı miktara denkleştirilmiş olması dahi raporun bu yönden de hükme dayanak yapılacak nitelikte olmadığını göstermektedir.
Davalı taraf bu rapora dayanakları gösterilmek suretiyle itiraz ettiğine göre, mahkemece yapılacak iş; muhasebecilik alanında uzman üç kişiden oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetine iki taraf defterleri ve özellikle davalı şirket, defterindeki dava konusu bononun şirket temsilcisi R.D.'nin borcu için ve onun lehine alacak kaydının dayanakları olan belgeler üzerinde durularak, R.D.'nin gerçekten şirkete borcu olup olmadığının saptanması ve bu saptama ile davalı tarafın davacı şirketi keşide ettiği ihtarnamelerdeki bu bononun şirkete davacı şirket temsilcisi T.E. tarafından verildiği hakkındaki beyan ile yine şirket tarafından düzenlenmiş bulunan 30.6.1987 tarihli mahsup fişlerindeki çeklerin ve senetlerin T.E. cirolu senet için alındığına dair beyanlar da birlikte değerlendirilerek ve ayrıca davacı tarafın kar payı istemi hakkındaki iddiası yönünden de alınacak rapora göre, yeniden değerlendirilerek hasıl olacak sonuç çerçevesinde hüküm kurulmaktan ibarettir.
Davacı A.E. tarafından düzenlenilen çeklerin, dava konusu (110.000.000) TL'lık bononun ödenmesi veya teminatı amacıyla verildiği taraflarca kabul edildiğine göre, bu çeklerin akibeti de bono hakkında varılacak sonuca tabi olacaktır.
Mahkemece bu hususlar üzerinde gereği gibi durulmadan, keşideciye yapılan ihtarname ile muhasebe tekniği icabı (110.000.000) TL'lık senet davalı defterlerinde şirket borçlusu olarak gösterilen R.D.'nin hesabına alacak işlenmesine yanlış anlam verilerek ve nihayet ciddi itirazlarının kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.
 
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın b o z u l m a s ı n a ve 24.800 lira duruşma vekillik ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 2.3.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini