 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/5358
K: 1989/2777
T: 03.05.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 2.5.1988 tarih ve 119-329 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili; müvekkilinin 1982 yılından bu yana kadın giyimi konusuyla iştigal ettiğini ve (London Kadın Giyim Sanayi) şeklindeki ticaret ünvanı ile faaliyette bulunduğunu, hal böyle iken müvekkilinin yanında çalışmakta iken ayrılan davalının kurduğu ticaret işletmede (London Giyim Sanayi) şeklinde ticari ünvan kullanmak suretiyle haksız rekabette bulunduğunu ileri sürerek vaki tecavüzün men'ine, davalının kullandığı levha ve kağıtların toplattırılmasına, şimdilik 500.000 lira maddi, 500.000 lira manevi tazminatın tahsiline, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, tarafların daha önce ortak olarak çalıştıklarını, daha sonra ortaklığı sona erdirdiklerini, fesih sözleşmesinde ortakların, firmanın ismini kullanamayacaklarına dair bir hüküm bulunmadığını, tecavüz olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında mevcut adi ortaklığın sona erdirilmesine dair belgede ticaret unvanının davalı tarafından kullanılamayacağı yolunda bir ibare bulunmadığı, davalının da aynı ünvanı kullanma hakkının devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, uyuşmazlık konusu ünvanı kendisine ait ticari işletmede kullandığını davalının daha sonra firmaya ortak olduğunu iddia etmektedir. Nitekim davalı tanıkları da davacının 1983 yılından bu yana faaliyette bulunduğunu doğruladıkları gibi, gerek tanıkların beyanı gerekse davalının cevap dilekçesindeki kabulüne göre davalı 2.6.1985 tarihinde davacı ile ortak olarak çalışmaya başlamıştır. Bu durumda ortaklıktan önce davacı tarafından kullanılan ticaret ünvanının ortaklık esnasında da kullanılmaya devam edildiği anlaşılmaktadır. O halde, daha sonra ortaklıktan ayrılan davalıya, ortaklık tasfiyesine ilişkin belgede bu ünvanı kullanma hakkı verildiğine dair bir hüküm olmadığına göre ünvanı kullanma hakkı ortaklıktan önce de kendisinde olan davacıda kalmıştır. Dolayısıyla açıkça iltibasa yer verecek şekilde ünvanı kullanan davalının bu hareketi bir tecavüz teşkil eder. Kaldı ki, ortaklığın tasfiyesinden sonra davacı, ünvanı kendi adına tescil ettirdiğinden TTK.nun 52. maddesi uyarınca kullanma hakkı münhasıran kendisine ait olduğu gibi, davalı da bu tescile karşı koyacak şekilde bir girişimde bulunmamıştır.
Bu durumda mahkemece, davacının ticaret ünvanına tecavüzün mevcudiyetinin ve davacının bu tecavüzü men ettirme hakkının bulunduğunun kabulü ile buna göre karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün, temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 3.5.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.