 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/5319
K: 1988/5358
T: 29.08.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Hasımsız olarak açılan davadan dolayı İzmir Asliye 1. Ticaret Mahkemesince verilen 13.11.1985 tarih ve 1005-797 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, mali durumu bozulan müvekkili şirketin idare meclisinin şirketin durumunun ıslahını mümkün gördüğünü ileri sürerek TTK.nun 324/son maddesi uyarınca iflasın ertelenmesini talep etmiştir.
Mahkemece davacı şirketin durumunun ıslahının mümkün görüleceği hakkında bir kanıt bulunmadığından talebin reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekilince temyiz edilmiş olup Yargıtay 12. Hukuk Dairesince temyiz isteminin reddine karar verilmiş ise de, davacının karar düzeltme talebi üzerine aynı daire temyiz incelemesi yönünden görevsiz olduklarından bahisle önceki red kararını kaldırmış, daha sonra dosya Dairemize gelmekle temyiz incelemesi yapılmıştır.
TTK.nun 324/II. maddesi gereğince şirketin aktiflerinin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediği takdirde şirket yönetim kurulunun bu durumu derhal mahkemeye bildirmesi gerekir. Bu durumda mahkemece iflasa karar verilir. Ancak şirket durumunun islahı mümkün görülüyorsa yönetim kurulunun veya bir alacaklının talebi halinde iflas kararı mahkemece tehir edilebilir. Davacı şirketin dava dilekçesinin hem iflas bakımından mahkemeye müracaat hem de iflasın tehiri talebini içerdiğinin kabulü gerekir. Bilirkişi raporuna göre 31.12.1984 tarihi itibariyle şirket aktiflerinin toplam (1.912.805.498,93) lira ve pasiflerinin de .... (2.305.200.044,12) lira olduğu arada karşılıksız kalan borç miktarının (392,394.545 12) lira olduğu, bu suretle şirket aktifinin 1/5'i kadar bir borç açığı bulunduğu gözlenmektedir. TTK.nun 324. maddesinin düzenlenme şeklinden bu orandan çok daha fazla tutarlar için şirketin iflası yoluna gidilebileceği anlaşılmaktadır. Bu oranda bir açığın her zaman için her şirketin başına gelmesi mümkündür. Nitekim bilirkişiler ek raporlarında davacı şirketin menkul ve gayrimenkullerinin rayiç değerlerinin pasifinin geçeceğini karşılıksız kalan borcu kalmayacağını belirtmişlerdir. Bu durumda ve bu gerekçelerle mahkeme hükmü doğru olduğundan davacının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1000 lira harcın davacıdan alınmasına, 29.8.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.