 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/527
K: 1988/5574
T: 06.10.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Asliye 4. Ticaret mahkemesince verilen 10.12.1986 tarih ve 75-999 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalılar Saffet Bostancı ve Hatice Celile Gezer vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili; davalı B A.Ş.nin borçlu, diğer davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil ve ipotek borçlusu oldukları kredilerden doğan borcun ödenmemesi üzerine yaptıkları icra takibine davalıların itiraz ettiklerini ileri sürerek 52.629.503.45 liralık takibe vaki itirazlarının iptalini, 10.000.000 liralık teminat mektubu riskinden doğan miktarın bloke edilmesini, % 15 inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Saffet B. vekili, takip dayanağı taahhütnamelerde müvekkilinin imzası olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Hatice G. vekili cevabında, müvekkiline ihtarname keşide edilmediğini, kredi şartlarına uyulmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalılar da davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak davalı N. Tekstil A.Ş. hakkındaki davanın atiye bırakılmasına, davalı Celal Süreyya G. Hakkındaki davanın atiye bırakılmasına, davalı Celal Süreyya G. hakkındaki davanın konusu kalmadığından reddine, davalı B. A.Ş.nin 52.279.812,25 lira, davalı Saffet B. 14.800.000 lira ve davalı Hatice Celile G.'in 45.000.000 lira üzerinden itirazlarının iptaline, % 15 inkar tazminatının bu oranları davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı Saffet B. vekili ile davalı Hatice Celile G. vekili temyiz etmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmasına göre davalı Saffet Bostancı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 - Davalı Hatice, ipotek borçlusu olduğunu, kendisine ihtarname keşide edilmediğini, borcun muaccel olmadığını savunmuştur. Dosyada mevcut kredi sözleşmelerinde davalı Hatice'nin borçlu veya kefil sıfatıyla imzası yoktur. İcra takip talepnamesinde de davalı Hatice'nin yalnız ipotek bedeli ile sorumlu olduğu belirtilmiştir. İpotek akit tablosuna göre davalı hatice'nin alacaklı bankaya karşı şahsen kredi borçlusu olmayıp 3. kişi sıfatıyla ve kredi borçlusunun borcunu temin için taşınmazını ipotek ettirdiği anlaşılmaktadır.
Konuyla ilgili Medeni kanunun 802. maddesi uyarınca, asıl borçlu dışındaki davalı Hatice borçtan şahsen sorumlu olmadığına ve ipotek akit tablosundan da muaccel hale gelmiş bir alacak için ipotek verildiği belirtilmemiş olmasına göre alacaklının icrada çıkardığı ödeme emrinin kendisine karşı geçerli olabilmesi için borçlu ile beraber kendisine icra takibinden önce ödeme talebinin tebliği zorunlu bulunmaktadır. Diğer bir deyişle, asıl borçlu ile beraber borçtan şahsen sorumlu olmayan ipotekli taşınmaz malikine ihbar yapılmadıkça ipotek borçlusu bakımından borç muaccel hale gelemez. Muaccel hale gelmemiş bir borç için de icra takibi yapılamayacağından, ipotek borçlusu bu hususu İİK.nun 150. maddesine dayanarak icra takibinde itiraz konusu yapabilir. Nitekim doktrinde de MK.nun 802. maddesi hükmü bu şekilde yorumlanmaktadır. (Bkz. Prof. Dr. B.KÖPRÜLÜ, Prof. Dr. S. KANETİ, Sınırlı Aynı Haklar, İst. 1983, sh.381;382; Prof. Dr. K. T. GÜRSOY, Prof. Dr. F. EREN, Prof. Dr. E. CANSEL, Türk Eşya Hukuku, Ank. 1978, s. 1102, 1104), Dairemizin 6.2.1987 gün ve 1987/551-593 sayılı içtihadı da bu doğrultudadır.
Dava dosyasında, borçtan şahsen sorumlu olmayan ipotek borçlusu davalı Hatice'ye MK.nun 802. maddesi uyarınca bir muacceliyet ihbarı yapıldığına ilişkin bir belge yoktur. Bilirkişi raporunda da (s.5) diğer davalılara ihtarname gönderildiği belirtilmiş olup ipotek borçlusu davalı Hatice'ye bu yolda bir ihbar yapıldığı konusunda açıklama bulunmamaktadır.
Bu durumda mahkemece, ipotek borçlusu davalı Haticeye MK.nun 802.maddesi anlamında muacceliyet ihbarı yapılmadığından aleyhine icra takibine girişilemeyeceğinin kabulü ile adı geçen davalı hakkındaki davanın reddi gerekirken, yazılı olduğu şekilde aleyhine hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı Hatice Celile G. yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde davalı Hatice'ye iadesine, aşağıda yazılı bakiye 333.640 lira harcın davalı Saffet'ten alınmasına, 6.10.1988 tarihinde oybirliği ile karar verildi.