 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/5073
K: 1989/896
T: 16.02.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Asliye 3. Ticaret Mahkemesince verilen 22.2.1988 tarih ve 563 - 64 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalıya toplam (13.600.000) TL. miktarında mobilya sattığını ve teslim ettiğini, faturasının verildiğini, davalının aldığı mal karşılığı toplam (3.600.000) TL.'lık iki adet bono ile (10.000.000) TL.'lık ipotek verdiğini, (3.600.000) TL.'nın icra yoluyla davalıdan tahsil edildiğini, (10.000.000) TL. alacağın tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi itirazının iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ipoteğin teminat ipoteği olduğunu, alacağın isbat edilmesi gerektiğini, iddianın varit olmayıp talep edilen alacağın doğmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, bilirkişi raporuna ve tanıklar beyanlarına nazaran, davacının dava konusu (10.000.000) TL.'lık malı davalıya teslim ettiği, alacağın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1 - Takip dayanağı ipotek akdinden (10.000.000) TL. limitle ipotek edilen taşınmaz hissesinin davacıdan alınmış veya alınacak mobilyaların teminatı olmak üzere ipotek edildiği anlaşılmaktadır. Davalı, dava konusu 53 no'lu fatura muhteviyatını kabul etmeyerek bu faturada belirtilen miktar mal alınmadığını savunduğuna göre bu fatura muhteviyatı malın davalıya teslim edildiğinin ispat yükü davacıya aittir. Mahkemece dinlenen tanıklar davalının satın aldığı malların kamyonlarla götürülüp teslim edildiğini bildirmişlerse de, ne miktar mal teslim edildiğini bilmediklerini beyan etmişlerdir. Davacı delil olarak davalı defterlerine de dayandığını bildirmiştir. Mahkemece sadece davacı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Davacının davalı defterlerine delil olarak dayanmasına rağmen, davalıdan defterleri istenilip onların üzerinde de bilirkişi incelemesi yaptırılmadan eksik incelemeyle karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2 - Yine davacının ibraz ettiği ve ödenmediğini iddia ettiği toplam 6.991.000 TL. bedelli senetlerle ilgili olarak taraflar isticvab edilerek bu senetlerdeki keşideci ve ciranta imzalarının davalıya ait olup olmadığı, bu senetlerin ne sebeple davacıya verildiği taraflardan sorulup sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken bu hususta araştırma yapılmadan karar verilmesi de doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de bozulması icabetmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 16.2.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.