 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/4957
K: 1989/2016
T: 24.04.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara İcra Hakimliğince verilen 30.3.1988 tarih ve 522-522 sayılı hükmün temyizen tetkiki müşteki banka vekili tarafından istenmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Müşteki vekili aktif ve pasifiyle müvekkili bankaya devrolunan bir bankanın tasfiyesi davalı iflas idare memurlarınca yürütülen müflis şirketten olan 699.770.974 TL. alacağının düzenlenen sıra cetvelinin altıncı sırasına yazıldığını; oysa 3182 sayılı Bankalar Kanunu'nun 64/f.lll maddesinin bu kabil alacakların takip, tahsil ve tasfiyesi hakkında 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki kanun hükümlerinin uygulanmasını öngördüğünü ileri sürerek İİK.nun 206. maddesi uyarınca mezkur alacağın sıra cetvelinin beşinci sırasına yazılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İİK.nun 235/f.lV maddesi uyarınca şikayeti inceleyen İcra Tetkik merciince ortada 6183 sayılı kanun hükümleri dairesinde yapılmış bir takip bulunmadığı, kaldı ki müştekinin alacağının sıra cetvelinin 5. sırasına yazılmasını haklı göstererek belgeleri ibraz etmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
Karar müşteki vekilince temyiz edilmiştir.
3182 sayılı Bankalar Kanununun 64/f.3 maddesi hükmüne göre alınan diğer tedbirlere rağmen mali bünyesi güçlendirilemeyen bir bankanına bütün aktif ve pasifiyle mevcut bir bankaya devredilmesine Bakanlar kurulunca karar verilebilir ve böyle bir devirden dolayı ortaya çıkabilecek zararın hazine'ce karşılanacağı Bakanlar Kurulu kararında belirtilmiş ise, devredilen bankanın 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının takip, tahsil ve tasfiyesi hakkında 6183 sayılı kanun hükümleri uygulanır.
Bankalar Kanunu'nun 64/f.3 maddesinin bu hükmü anılan Kanun'un Geçici 9. maddesi uyarınca bu kanun'un yürürlüğe girmesinden önce Bakanlar Kurulu kararı ile bir bankaya devredilmiş bulunan bankaların 3. şahıslardaki alacaklarının tahsili hakkında da tatbik edilir.
24.11.1983 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 27.10.1983 tarih 83/7242 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 1. maddesine göre Hisarbank A.Ş. bütün aktif ve pasifleri ile davacı T.C. Ziraat Bankası'na devredilmiş, mezkur kararname'nin 13. maddesi ile de T.C. Ziraat Bankası'nın devralma sonucunda bir zarara uğraması halinde zararın Hazine'ce karşılanacağı belirtilmiştir. Bu durumda aktif ve pasifiyle davacı bankaya devredilen Hisarbank A.Ş.nin davalı iflas masasından olan alacağının takip ve tahsilinde devralan T.C.Ziraat Bankası'nın 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında kanun hükümlerinden yararlanacağı Bankalar Kanunu'nun 64/f.3 ve geçici 9. maddelerinin birlikte değerlendirilmesiyle varılan doğal bir sonuçtur.
Burada bankalar kanunu'nun 64/f.3 maddesinde yer alan "...bu bankaların 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının takip, tahsil ve tasfiyesi hakkında 6183 sayılı kanun hükümleri uygulanır" şeklindeki hükmün yorumlanması önem taşımaktadır.
İcra Tetkik Mercii iflas nedeniyle düzenlenen sıra cetveline vaki şikayeti reddederken müşteki T.C. Ziraat Bankasının 6183 sayılı Kanun'a göre takipte bulunmadığı gerekçesine dayanmıştır. Oysa burada kanun koyucu takibin 6183 sayılı Kanun'na öngördüğü prosedüre göre yapılmasını, diğer deyişle anılan kanun'un 3. maddesinin tanımladığı bir alacaklı amme idaresinin tahsil dairesi tarafından takibe girişilmesini kast etmemiştir. Kaldı ki borçlu iflas ettiğinden alacaklı T.C. Ziraat Bankası'nın ayrıca takip yapmasına gerek olmayıp İ.İ.K.nun 219/b.2 madesi uyarınca alacağını iflas masasına kaydettirmesi yeterlidir.
Şu halde Bankalar Kanunu'nun 64/f.3 maddesi hükmüyle güdülen amacın mali bünyesinin güçsüzlüğü nedeniyle aktif ve pasifleri diğer bir bankaya devredilen bankanın 3. kişilerdeki alacaklarına kamu alacağı gibi imtiyaz tanımaktan ibaret olduğunun kabulü gerekir. 6183 sayılı Kanun'un 21/f. son maddesinin yollamada bulunduğu İ.İ.K.nun 206 maddesi ise bir malın aynında doğan amme alacakları dışındaki bütün kamu alacaklarının sıra cetvelinin beşinci sırasına kaydedileceğini öngörmektedir (Prof. Baki KURU/ İcra ve İflas Hukuku; Ankara 1983, sh: 692).
Bu durumda nizalı alacağın sıra cetvelinin altıncı sırasına kaydedilmesine ilişkin iflas idaresi kararı Yasa'ya aykırı olup, şikayetin kabulü ile alacağın beşinci sıraya kaydedilmesine karar verilmesi lazım gelirken, aksine düşüncelerle şikayetin reddi cihetine gidilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle İcra Tetkik Mercii kararının temyiz eden müşteki banka yararına BOZULMASINA, 24.4.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.