 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/4301
K: 1989/37
T: 18.01.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ulukışla Asliye Hukuk Hakimliğince verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili; davalıların kusuru sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkillerinin murisinin öldüğünü belirterek toplam 12.000.000 lira maddi, 3.000.000 lira manevi tazminatın faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şark Sigorta A.Ş. vekili cevabında, aracın sigortalı olduğu ispatlansa dahi, sorumluluklarının limit ile sınırlı bulunduğunu, manevi tazminatın teminat dışında kaldığını savunarak davanın reddini istmeştir.
Diğer davalılar, kusur oranı ile istenen tazminat miktarına itirazla davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak toplam 7.457.758 lira maddi, 700.000 lira manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müteselsilen tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı Şark Sigorta A.Ş. vekili temyiz etmiştir.
Dava dilekçesinde davalı Şark Sigorta A.Ş. nin ne sıfatla davalı gösterildiği açıklanmamış ise de, dilekçeye ekli trafik kaza raporunda davalı tarafa ait aracı sigorta eden olarak gözüktüğünden, bu nedenle davalı gösterildiği anlaşılmaktadır. Meydana gelen zarardan, sigorta şirketinin sorumlu tutulabilmesi için öncelikle davalı aracın, davalı sigorta şirketince sigortalanmış olduğunun ispatı gereklidir. Aracın sigortalı olduğu ispatlansa dahi, sigortacı meydana gelen maddi zarardan, poliçedeki limitle sınırlı olmak kaydı ile sorumlu olur. Diğer bir anlatımla sigortacı, manevi zararlardan sorumlu olmadığı gibi poliçedeki limiti aşan maddi zararlardan da sorumlu değildir. Olayda mahkemenin, davalı aracının sigortalı olup olmadığını araştırmaması ve davalı Şark Sigorta A.Ş.ni, diger davalılar ile birlikte tüm zarardan sorumlu tutması doğru değildir.
Mahkemece yapılacak iş, öncelikle davalı başkent A.Ş.ne ait aracın davalı Şark Sigorta A.Ş.ne sigortalı olup olmadığını araştırmak, diğer sigortalı ise, davalı sigorta şirketini meydana gelen maddi zarardan poliçedeki limit ile sınırlı olarak sorumlu tutmaktan ibarettir.
Açıklanan bu hususlar nazara alınmaksızın yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi kabul şekline göre davalı Şark Sigorta A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirmesine rağmen reddedilen miktar üzerinden adı geçen davalı yararına vekalet ücreti tayin edilmemesi de doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün, temyiz eden davalı Şark Sigorta A.Ş. yararına BOZULMASINA, 18.1.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.