 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/3761
K: 1988/7548
T: 08.12.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Konya Asliye 1. Hukuk Hakimliğince verilen 18.2.1988 tarih ve 521-53 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR : Davacı vekili, 28.3.1987 tarihinde şirketin genel kurul toplantısının yapıldığını, gündemin 6. maddesi gereğince şirket gayrimenkullerinin satılması hususunda karar alındığını, müvekkilinin muhalefetini tutanağa şerh ettirdiğini, alınan bu kararın iyiniyet kurallarına uymadığını, şirketin faaliyet alanın ecza deposu işletmeciliği olduğunu, bu alandaki faaliyetini durdurduğunu 30.8.1986 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında ortaklarına duyurduğunu, şirketin halen mevcut faaliyetinin olmadığını, şirketin son üç yılda sürekli zarar ettiğini, şirketin basiretli davranmayan yöneticilerinin gayrimenkulleri satışa çıkarmakta iyiniyetli olmadığını, bu sebeplerle gayrimenkullerin satışına ilişkin genel kurul kararının iptalini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iptalini isteği kararın hangi sebeplerle iyiniyet kuralına aykırı olduğunu bildirmediğini, şirketin üyelerinin hepsinin yüksek tahsili olması nedeniyle çıkarlarının idrakinde olduğunu, yönetim kurulunun genel kuruldan şirket sözleşmesinin 11. maddesine göre her konuda yetki aldığını, kararda hiçbir hukuka aykırı yön bulunmadığını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yaptırılan bilirkişi kurulu incelemesi sonucu verilen raporda şirketin sermayesinin 2/3 ünü kayıp ettiği yolundaki davacı iddiası çürütülmüş ve bu husus davacı tarafından ispat edilmemiş olduğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
TTK. 381/1 maddesi hükmü gereğince genel kurul toplantısına iştirak etmiş olan bir paydaşın genel kurul kararının iptalini isteyebilmesi için alınan karara muhalif kalması ve muhalefitini zapta geçirmesi lazımdır. Davacı alınan karar hakkında red oyu kullanmışsa da bu red oyundan sonra ayrıca karara muhalif olduğunu belirterek, bu muhalefetini zapta geçirtmesi gereklidir. Paydaşın karar hakkında sadece red oyu kullanması ve bu hususun tutanak içinde belirtilmesi karar muhalif kalınarak bu hususun zapta geçirtilmesi anlamına gelmez. Zira muhalif oyuna rağmen çoğunlukla alınan karara sonradan muhalefet edilmeyebilinir. Paydaşın karar muhalif kalıp bunu zapta geçirtmesi dava şartı olduğuna ve yukarda açıklanan gerekçelerle bu şartın mecut bulunmamasına göre davanın dava şartı bulunmaması sebebiyle reddi gerekirdi. Mahkemece bu husus gözöhnüne alınmadan esasa girilerek davayı reddetmesi ancak açıklanan bu gerekçelerle ve sonucu itibariyle doğru olduğundan onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan neden ve gerekçelerle davacı tarafın temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibariyle doğru olan hükmün onanmasına,
2500 lira temyiz ilam harcından peşin harcın mahsubuyla temyiz edenden alınmasına, 8.12.1988 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.