 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/3505
K: 1988/6827
T: 15.11.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (Elazığ 2. Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 29.12.1987 tarih ve 369-465 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı kooperatifin ortakları olduğunu, 24.10.1985 tarihli Genel Kurul toplantısında Mustafa adlı bir şahsın ortak sıfatı olmadığı halde 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 55/f-II maddesinin emredici hükmüne aykırı şekilde Yönetim Kurulu üyeliğine seçildiğini, bu şahsın daha sonra Yönetim Kurulu başkanlığına getirildiğini, davacıların kanuna aykırı olan bu seçime mehalefet etmeleri nedeniyle muğber olan Mustafa'nın kendi seçimine muhalefet eden ortaklardan diğer ortaklardan farklı olarak 150.000 TL aidat istediğini bu usulsüz isteğe uymayan ve aralarında davacıların da bulunduğu ortakların ihracına Yönetim Kurulunca karar verlidiğini, bu ihraç kararına karşı yapılan itirazın 26.1.1986 tarihli Genel Kurul toplantısında reddedildiğini, aynı nedenle ihraç olunan diğer ortakların açtıkları dava sonunda mezkür Genel Kurul Kararının iptaline karar verildiğini ve kararın Yargıtay'ca onanarak kesinleştiğini, Kanunun emredici hükümlerine aykırı kararlara karşı belirli süre içinde iptal davası açılması icap etmeyip hükümsüzlüğün tespitinin her zaman istenebileceğini ileri sürerek davacılar hakkında ihraç kararlarını onayan Genel Kurul Kararının iptalini telep etmiştir.
Davacılar kooperatif vekili cevabında, üç aylık dava süresinin geçtiğini, davacıların yapılan ihtarlara rağmen aidat borçlarını ödememekte direndiklerini, Yönetim Kurulu Başkanının bu kurula üye seçildiğini sırada kooperatif ortağı olmamasının sıfatları tartışmasız bulunan diğer üyelerin de iştirakiyle alınan Yönetim Kurulu Kararının sıhhatini ekkilemeyeceğini, ihraç olunan diğer bazı ortaklarca açılan dava sonunda verilen iptal kararının bu davada delil teşkil edemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yasanın emredici hükmüne aykırı olarak kooperatif ortağı olmayan bir şahsın üyesi ve başkanı olduğu bir Yönetim Kurulunun aldığı ihraç kararının yok sayılması icap ettiği, yokluk hükmündeki bir kararın Genel Kurulunca onaylanmasının da ona geçerlilik tanıyamayacağı böyle bir kararın hükümsüzlüğünün tespiti için süreye bağlı olmaksızın dava açılabileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1 - Davacılar vekili müvekkilerinin ihracına karar veren Yönetim Kurulunun ortak sıfatını taşımadığından, bu kurula üye olması mümkün olmayan Mustafa adlı şahsın başkanlığında toplanması sebebiyle mezkür ihraç kararının mutlak geçersiz, olduğunu Genel Kurulun bu kararı onaylamasının da karara geçerlilik kazandıramayacağını ileri sürmüş, bu iddia yerel mahkemece de binimsenmiştir. Oysa böyle bir iddia karşısında öncelikle ihraca ilişkin Yönetim Kurulu kararı ile Anasözleşme celp ve tetkik olunmalı davalı kooperatif Yönetim Kurulu'nun toplanma ve karar yeter sayılarının ne olduğu saptanmalı, buna göre Mustafa hesaba katılmadığı takdirde Yönetim Kuruluna ve ihraç kararına iştirak eden diğer üyelerin yeterli nisapları oluşturup oluşturmadığı belirlenmelidir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmaksızın eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2 - Bozma sebebinin mahiyetine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik mahal bulunmamıştır.
SONUÇ : Yukarda (1) numaralı bentte yazılı nedenle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA 2 numaralı bentte gösterilen nedenle sair temyiz itirazlarının tetkikine şimdilik yer olmadığına, 24.800- lira duruşma vekillik ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 15.11.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.