 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/3495
K: 1989/727
T: 24.01.1989
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, (İzmir 1. Asliye Ticaret Mahkemesi)nce verilen 20.1.1988 tarih ve 760-39 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin abonesi olan davalının iflasına karar verilip iflas kararının Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nce bozulması üzerine kaldırıldığını, iflasın kalkması üzerine tüketime ilişkin 2.420.396 TL. alacağın aslının tahsil edildiğini ve fakat 953.743.90 TL. gecikme zammı alacağının tahsil edilmemiş olduğunu, İİK.nun 196. maddesi iflasının açılmasından sonra gecikme zamlarının kesileceği hükmünü getirmiş ise de, talep edilenin yasal faiz olmayıp gecikme zammı olduğunu ve faiz kapsamı dışında kaldığını, kaldıki iflasın bütün sonuçlarıyle ortadan kalktığını, abonman sözleşmesi devam ettiğinden dolayı bu alacağın depozitodan mahsubunun da mümkün olmadığını öne sürerek, (953.743.90) lira alacağın % 53 temerrüt faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında iflas tarihi olan 7.2.1985 tarihi ile iflasın kalktığı tarih olan 11.3.1986 tarihleri arasında gecikme cezası tahakkukunun hukuken mümkün olmadığını, davacının alacağını iflas masasına kaydettirdiği halde 2.600.000 TL. depozito tutarını masaya a bildirmediğini, oysa davacının alacak ve borç takas ve mahsubu yapabilirken yapmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere, iflas davası dosyasına 16.7.1987 tarihli ve davacının itirazı üzerine alınan 8.12.1987 tarihli bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriğine dayanılıp, iflas tarihi ile kaldırıldığı tarih arasında gecikme zammı istenmesinin mümkün olmadığı, davacının alacağını masaya bildirdiği halde 2.600.000 TL. depozitoyu bildirmediği, bildirseydi iflas masasınca takas ve mahsup yaparak gecikme zammına meydan verilmeyecek olduğu, öte yandan davalının iflasın kalkmasından sonra asıl borcu defaten ödeyip iyiniyetini de gösterdiği, gecikme zammı doğmasında davalının bir kusuru bulunmadığı sonucuna varılıp, dava reddedilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Her ne kadar davalı şirketin İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 7.2.1985 tarih ve 984/356 E. 985/68 K. sayılı ilamı ile iflasına karar verilmiş ise de, bu kararın Yargıtay'ca bozulduğu ve bozmayı müteakip 29.12.1986 tarihinde feragat nedeniyle davanın reddedildiği İzmir İflas Memurluğu'nun 14.11.1986 ve İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 1.5.1987 tarihli cevabı yazılarından anlaşılmaktadır. İflas davası feragatle redddedildiğine göre baştan beri tüm neticeleri ile ortadan kalkmış olduğundan artık İİK.nun 196. maddesi nevzubahis olamaz. Bu itibarla mahkemece, davacının iddia ettiği miktarda bir alacağı olup olmadığı üzerinde durularak abonman sözleşmesi incelenmek, abonenin yatırdığı depozitonun mahiyeti ve fonksiyonu saptanmak, fatura bedeline mahsubu gerekip gerekmediği belirlenmek, sonucuna göre bir karara varılmak gerekirken kararda gösterilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle mümeyyiz davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.1.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.