Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/3475
K: 1989/201
T: 23.01.1989

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA  :  Taraflar arasındaki davadan dolayı Bursa-Yenişehir Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 16.6.1987 tarih ve 136-94 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla gereği konuşulup düşünüldü :
 
KARAR  :  Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin davalı ile protokol yaparak, davalının oğluna sattığı veya satacağı mallardan dolayı davalının müşterek borçlu olduğu hususunda anlaştıklarını, oğlunun borcu ödememesi nedeniyle girişilen icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek (6.282.903, TL.)'nın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, protokolün borç doğurucu niteliği bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia ve savunmaya, tarafların kabulüne göre davalının protokolle oğlunun borcuna kefil olduğu borç miktarı da belirtilmediğinden kefaletin geçersiz olduğu gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün davacı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 18.12.1985 tarihli 1985/6993 - 7069 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece hükmüne uyulan Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda, icra dosyası, taahhütname altındaki imzanın davalı tarafça kabul edilmiş bulunması, toplanan tüm deliller uyarınca ticari protokol gereği davalının oğluna ait (6.282.903, TL.)'lık borçtan mesul bulunduğundan, yasal % 30 faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
Bozma kararında hukuki ilişkinin niteliği tesbit edilmiş ve tarafların delilleri iddia ve savunma dairesinde incelenerek esas yönden tahkikat yapılması gereğine işaret olunmuştur. Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gereğince bir tahkikat yapılmamıştır. Davanın halli için icra dosyası ve buna dayanak yapılan senetler celbedilmek, davalı bu senetlerdeki imzaların oğluna ait olmadığını savunduğundan imzaların davalının oğluna ait olduğu hususu davacıya isbat ettirilmek ve davalı oğluna ait olduğu saptanacak gerçek borç miktarından davalı dahi sorumlu tutularak sonucuna göre bir karar verilmek gerekirken eksik inceleme ile verilen hüküm doğru bulunmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
 
SONUÇ  :  Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 23.1.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini