 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/3347
K: 1988/7317
T: 01.12.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, (İzmir 6. Sulh hukuk Hakimliği)nce verilen 22.9.1987 tarih ve 675-1287 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkiline ait 35... 444 plaka sayılı aracın bir süre önce kaza yaptığını, toplam zarar bedelinin 376.620 TL. olduğunu ve bunun arabanın camlarının tutarı olduğunu, daha önce sigortaya başvurduklarını ancak sigortanın yerli cam bedeli olan 69.500 TL'yı ödemek istediğini, orjinal cam bedeli olan 376.620 TL'yı ödemekten kaçındığını bu sebeble 376.620 TL.'nın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı vekili cevabında, davacıya ancak Türkiye'de, imal edilen cam bedelinin ödeneceğini, bunun bedelinin de 72.000 TL. olduğunu, sigorta şirketlerinin kanun hükmü ve bakanlık talimatı dışında, yerli cam fiyatının dışında bir ödeme yapamayacaklarını, davacının davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki poliçeye dayalı sigorta aktinde cam klozunun ekli olmadığından ve ekspertiz raporunda da istenen miktar tesbit olunarak dava kanıtlanmış olduğundan 376.620 TL hasar bedelinin davalıdan faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Sigorta şirketleri genelde özel hukuk hükümlerine tabi birer tüzel kişiliğe sahip iseler de, gösterdikleri faaliyet dalının özelliği ve kamu yararı dikkate alınarak bu şirketlerin çalışma şekilleri ve denetlenmeleri 7397 sayılı Sigorta Şirketlerinin Murakebesi Hakkında Kanunla özel bir düzenlemeye tabi tutulmuştur. Anılan Kanunun 28/1. maddesi hükmüne göre, sigorta poliçesi genel şartları ve tarifeleri Ticaret bakanlığı'nca düzenleneceği ve onanacağı öngörüldükten sonra sigorta şirketlerinin bu tarife ve şartlara uymaları ve bunların dışında işlem yapamayacakları emredici bir hükme bağlanmış bulunmaktadır.
Davalı sigorta şirketi vekilince düzenlenen cevap leyihasına ekli belgelerden Ticaret Bakanlığı'nca 1.5.1981 tarihinden geçerli olmak üzere onanan tarifenin ve genel şartların (cam klozu) başlıklı maddesinde (Cam hasarlarında ödenecek tazminat vasıta cinsi ve kırılan camın durumu ne olursa olsun Türkiye'de imal edilmekte olan emsal cam fiyatları esas alınarak hesaplanacaktır) hükmüne yer verilmiştir. Davalı Sigorta Şirketi 7397 sayılı Yasanın 28/1. maddesi hükmü uyarınca aksine işlem yapamayacağı bu tarife ve genel şartlar hükmü uyarınca aksine işlem yapamayacağı, bu tarife ve genel şartlar hükmü ile bağlı bulunduğuna ve esasen bu tarife hükümlerine aykırı taahhütte bulunsa dahi bu taahhüdü geçersiz olacağına göre, davalının bu savunması dikkate alınarak davalı sigorta şirketinin ancak yerli cam bedeli üzerinden sorumlu tutulması gerekirken, tarifenin cam klozunun poliçeye eklenmediğinden bahisle yabancı imalat oto cam bedeli üzerinden hüküm kurulması doğru görülmemiş ve kararın bu yönden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle davalı sigorta şirketi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 1.12.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.