 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/3197
K: 1988/7757
T: 19.12.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı... Asliye Hukuk Hakimliği'nce verilen 20.1.1988 tarih ve 398-27 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili kooperatifin eski yönetim kurulu üyesi olan davalıların yönetimleri zamanında bir taşınmaz satın alınması nedeniyle kooperatifi zarara soktuklarını ortaklardan toplanan paraların nereye sarfedildiğini bildirmediklerini, kooperatif defter ve kayıtlarının tutulmadığını iddia ederek fazlaya ait hakları saklı kalmak üzere 15.000.000 liranın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın denetçiler tarafından açılması gerektiğini, satın alınan taşınmazın sonradan kooperatif borcu nedeniyle icraca satılmasında müvekkilerinin kusuru bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanan kanıtlara nazaran davanın denetçiler tarafından açılması gerektiği halde yönetim kurulu tarafından açıldığı bu nedenle dava şartı gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kooperatif eski yöneticileri hakkında açılmış bulunan sorumluluk davasıdır. Kooperatifler Yasasının 98. maddesi uyarınca TTK.'nundaki anonim şirketlere ait hükümler uygulanır. Bu madde yollamasıyla TTK.341. maddesine göre, genel kurul, yönetim kurulu üyeleri aleyhine dava açılmasına karar verirse şirket (olayda kooperatif) dava açmaya mecburdur. Kooperatif adına dava açmak yetkisi ise denetçilere aittir. Kooperatif adına yönetim kurulunun bu davayı açması halinde; Dairemizin bu konudaki yerleşmiş inançlarına göre, HUMK. 39 ve 40. maddeleri uyarınca davacıya gerekli mehil verilerek, davacı kooperatif denetçisinden vekaletname alınıp ibraz ettirilerek davaya devam edilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu işlemin tamamlatılması için gerekli mehil verilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 19.12.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.