 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/3156
K: 1988/6332
T: 01.11.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Asliye ... Ticaret Mahkemesi'nce verilen ... Hükmün ... temyizen tetkiki davalı vekili(nce) istenmiş olmakla .. gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili ile davacı arasında akdedilen satış sözleşmesinin 5/c-d maddelerine göre müvekkilinin kur farkı (fiyat farkı) olarak 2.983.537 TL. alacaklı bulunduğunu, bunun 298.353.70 TL. KDV.si ile 3.281.890.70 TL.na vasıl olduğunu belirterek bu miktarın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, davacının Türkiye'ye ithal edip Türk parası karşılığı bedel ile müvekkiline sattığı Ultrason cihazı için kur farkı isteyemeyeceğini, BK.nun 83. maddesine göre de bir anlaşma bulunmadığını, davacının iyiniyetli olmadığını, bir kısım senetler için BK.nun 66 md. göre sukutu hak süresinin dolduğunu, kur farkı faturasına da itiraz edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, sözleşmenin 5/c-d maddesine, bilirkişi raporuna, kur farkı faturası ve tüm dosya içeriğine dayanılıp tarafların hür iradeleriyle sözleşme akdetmiş oldukları ve davalının buna göre bonoların vade tarihindeki kur farkını ödemeyi üstlendiği, olayda BK. 66 ve 83. maddelerinin tatbik yeri bulunmadığı, istemin kambiyo ve vergi mevzuatına aykırı olduğu yolundaki savunmasının mahkemeyi ilgilendiren bir konu olmayıp davalının bu hususta ilgili mercilere şikayette bulunmasının mümkün olduğu ve davacının alacağının (2.991.965.77) TL. olduğu sonucuna varılıp, bu miktarın dava tarihinden itibaren % 30 faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
SONUÇ : Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, taraflar arasında senet maddelerine göre kur farkı ödeneceği konusunda serbest iradeleriyle sözleşme yapılmış olmasına, buna göre olayda haksız iktisap zamanaşımı süresinin uygulanmasının mümkün bulunmamasına ve bilirkişi raporunda tesbit edilen alacak miktarına hükmedilmiş olmasına göre davalı vekilinin bütün temyizi itirazları yerinde değildir.
ONANMASINA.....