 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/3110
K: 1988/7897
T: 26.12.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Turgutlu Asliye 2. Hukuk Hakimliğince verilen 6.11.1987 tarih ve 292-259 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin davalı A.Ş.'nin kurucu ortakları arasında olup, ayın karşılığı nama yazılı 75 adet toplam (750.000 TL) lık hisseye sahipken, şirket ana sözleşmesinin 8. maddesi TTK.404. ve BK.20 maddesine göre 2 yıllık devir yasağı süresi içerisinde Abdullah Taşçıya satılması için vekil tayin ettiği Şükrü Şarlak tarafından, davalı Faruk Saçaklıya satıldığını ileri sürerek hükümsüz satış sözleşmesinin iptalini, müvekkilinin davalı şirkette 75 adet nama yazılı pay sahibi olduğunun tesbitini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevabında, davacının hissesini 16.11.1983 tarihinde şirket henüz kollektif şirket vasfında iken satıp parasını aldığını, 2 yıldan fazla süre itiraz etmeyip satışı onayladığını, M.K. 2 maddesine göre bu davayı açma hakkının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia ve savunmaya göre, şirket kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi nedeniyle TTK. 404 ve şirket anasözleşmesinin 8. muvakkat 1. maddelerinin emredici hükümlerine aykırı olarak davacının şirketteki hissesinin satış sözleşmesinin iptaline, davacının aynı sermayeli 75 adet (750.000 TL) değerinde nama yazılı pay sahibi olduğunun tesbitine karar verilmiştir.
Hükmü davalılar vekili temyiz etmiştir.
Anonim şirket nama yazılı hisse senetlerinin ortaklara veya başkalarına satılması, ana sözleşmesinin 8. maddesine göre 2 yıl için yasaklanmış ve devir işlemi yönetim kurulunun kabulü ile geçerli sayılmıştır.
Olayımızdaki devir yasağı kanundan doğmayıp ana mukaveledeki hükümden ileri gelmiştir. Satış konusu hisse senetlerinin ayın karşılığı olduğuna dair bir delil ve işaret de mevcut değildir. Her ne kadar şirketin tescilinden kısa bir süre sonra davacının hisse senetleri davalı Faruk Saçaklıya satılmış ise de satışın davacının yetkili vekili tarafından yapıldığı, hisse senetlerinin davalı Faruk'a teslim edildiği, yönetim kurulunun kararı ile buna muvafakat olunduğu ve davalı Faruk'un daha sonraki şirket karından bu hisse senetlerine tesbiti olan kar payını şirketten almış olduğu dosya münderecatından anlaşılmaktadır.
Senetlerin satışı 27.2.1984 tarihinde yapıldığı halde, dava 19.9.1986 tarihinde açılmıştır. Satıştan geçen bu süre içinde haberdar olduğu muhakkak olan davacının, bu satışa ancak 12.3.1986 tarihli ihtarname ile ve takiben 2 yıl sonra karşı çıkması satışa muvafakat ettiği anlamına gelir uzun süre sonra satışa karşı çıkarılması objektif iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz. Bu sebeple satışın geçerli olduğu kabul edilerek, davanın reddine karar verilmek gerekirken kabulü doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 26.12.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.