Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/2888
K: 1989/2366
T: 18.04.1989

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Yenimahalle Asliye 4. Hukuk mahkemesi)nce verilen 12.5.1988 tarih ve 443-154 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği konuşulup düşünüldü:
 
KARAR : Davacı iflas idaresi Yenimahalle, Macun mahallesi'nde kain 2114 ada, 20 parsel sayılı taşınmazın 17/20 payının, aynı ada 29, parsel sayılı taşınmazın keza 17/20 payının, aynı ada 22 parsel sayılı taşınmazın tamamının Tapu Sicilinde davalı Nurettin adına kayıtlı olduğunu; davalı Nurettin'in anılan taşınmazlarını 22.5.1972 tarihinde ticaret siciline tescil edilerek tüzel kişilik kazanan T...Enerji sanayi A.Ş.'ne aynı sermaye olarak vaz ettiğini; bu durumda anılan taşınmazların mülkiyetinin anonim şirketin tüzel kişilik kazandığı anda TTK.nun 140/f.ll maddeleri uyarınca şirkete geçtiğini; buna rağmen tapuda şeklen malik gözüken davalı Nurettin'in diğer davalı T.C. Zirat Bankası'nın T.... Enerji A.Ş.'ne açtığı kredinin teminatını oluşturmak üzere mezkur gayrimenkuller üzerinde 4.10.1985 tarihinde davalı banka lehine (700.000.000 TL.'lık ipotek tesis ettiğini, bu arada T.... Enerji A.Ş.'nin 21.11.1984 tarihinde iflasının açıldığını, davalı Nurettin'in müflis şirketin mülkiyetindeki gayrimenkuller üzerinde tasarruf yetkisi bulunmadığını, mezkur gayrimenkullerin aynı sermaye olarak müflis şirketin mülkiyetinde bulunduğunun tescil ve ilan olunan şirket anasözleşmesinden açıkça anlaşıldığını, Ticaret Siciline tesçil ve Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan olunan bu durumun herkesçe bilinir sayılması gerektiğini, kaldı ki basiretli bir tacir gibi davranma yükümlü olan davalı bankanın gerekli araştırmayı yapması halinde gayrimenkullerin müflis şirketin mülkü olduğunu öğrenebileceğini sürerek davalı Nurettin adına mevcut tapu kayıtlarının iptali ile mezkur taşınmazların müflis şirket adına tescilini, mezkur taşınmazlar üzerinde davalı banka lehine konulan 700.000.000 TL.lik ipotek kayıtlarının terkinine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Nurettin vekili cevabında müvekkilinin gayrimenkullerini şirkete aynı sermaye koyma taahhüdünde bulunduğunu, şirket akdinden doğan bu taahhüdün BK.nun 126/b.4 maddesi uyarınca (5) yıllık zamanaşımına tabi olduğunu ve tapuya tesçil yapılmamakla sermaye taahhüdünün zamanaşımına uğradığını, sermaye taahhüdünde bulunulmasının tapuya tesçil yapılmadıkça gayrimenkul mülkiyetini şirkete nakledemeyeceğini; müvekkilinin tapulu taşınmazları üzerindeki tasarruflarının geçerli olduğunu savunmuştur.
Diğer davalı banka vekili müvekkilinin kullandırdığı krediye karşılık ipotek alırken tapu kütüğünü titizlikle incelediğini, davalı Nurettin adına müseccel bulunan dava konusu taşınmazlar üzerinde müflis şirketle ilgili hiç bir kayıt veya şerhe rastlanmadığından iyiniyetle ipotek hakkını kazandığını, şirket anasözleşmesinde aynı sermaye konulacak taşınmazların gösterilmesinin şirkete mülkiyet hakkı kazandırmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, TTK.nun 140/f.ll maddesine göre sermaye olarak gayrimenkul mülkiyeti konulması taahhüdünü içeren şirket anasözleşmesi hükümlerinin geçerli bir iktisap sebebi oluşturduğu ancak mülkiyeti şirkete nakletmediği, ayni sermaye koyan ortağın gayrimenkul mülkiyetini devir taahhütünün BK.nun 126/b.4 maddesi uyarınca (5) yıllık zamanaşımına taabi olduğu, şirketin kurulmasından iş bu davanın açılmasına kadar geçen (16) yıl zarafında şirketin gayrimenkullerin adına tapuya tescilini talep etmediği, nizalı gayrimenkullerin davalı Nurettin'in mülkü olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1 - Davacı iflas idaresi, davalı Nurettin'in tapuda maliki gözüktüğü ve 1985 yılında diğer davalı bankaya ipotek ettiği taşınmazları 1972 yılına tüzel kişilik kazanan müflis anonim şirkete aynı sermaye olarak vaz ettiğini, mezkur taşınmazların şirkete sermaye olarak konulduğunu belirten anasözleşmenin Ticaret siciline tesçil ve ilan edildiğini, bu durumda davalı bankanın taşınmazların şirkete intikalini bilmediğinden ve Nurettin'i malik gösteren tapu kayıtlarına iyiniyetle dayandığından söz edilemeyeceğini, gerçek malik olmayan davalı Nurettin'in diğer davalı banka lehine tesis ettiği ipoteklerin kötüniyetli bankaya aynı hak sağlamayacağını ileri sürerek tesçil ve ipotek kayıtlarının silinmesini istemiştir.
Şu halde sorunun çözümü tapulu taşınmazların anonim şirkete ayni olarak konulmasının şirketin tüzel kişilik kazanmasıyla birlikte taşınmaz mülkiyetini kendiliğinden ve tapuda tesçil yapılmasına gerek kalmaksızın şirkete intikal ettirip ettirmediğinin, diğer bir deyişle, TTK.nun 285/f.ll maddesi hükmünün MK.nun 633/f.l.c:2 maddesi anlamında taşınmaz mülkiyetini tescilsiz iktisabı hallerinden birini oluşturup oluşturmadığının tayin ve tespitine bağlı bulunmaktadır. Zira taşınmazın şirkete sermaye olarak vaz'ı gerçekten şirketin tüzel kişilik kazanmasıyla birlikte mülkiyeti şirkete nakledip sermaye koyan ortağın mülkiyet hakkını ortadan kaldırıyorsa, taşınmazların sermaye olarak konulduğunu gösteren şirket anasözleşmesinin tesçilini ve Ticaret Sicili'nde ilanın müteakip 3. şahıslar keyfiyeti bilmediklerini ve iyiniyetli olduklarını iddia edemeyeceklerinden (TTK.md:38, 39) bu şahıslar Tapu kütüğünde eski malik adına mevcut mülkiyet kaydına MK.nun 931. maddesi anlamında iyiniyetle dayandıklarını ileri sürerek ayni bir hak kazanamayacaklardır.
Öğretide büyük bir çoğunluk TTK.nun 285/f.ll maddesi hükmünün tesçilsiz bir iktisap halini öngörmediğini, taşınmazların anonim şirkete aynı sermaye vaz edildiğini gösteren esas sözleşmenin sadece MK.nun 634 maddesinin taşınmaz mülkiyetini nakil amacı güden sözleşmeler için aradığı resmi şeklin yerini tuttuğunu, tüzel kişilik kazanan şirketin anasözleşmedeki bu kayda dayanarak taşınmazın tapuya kendi adına tesçilini isteyebileceğini, ancak tapuda tesçil yapılmadıkça mülkiyetin şirkete geçmeyeceğini kabul etmektedir (Halil ARSLANLI/Anonim Şirketler, C: l, 2.Baskı 1959, sh: 59; Tuğrul ANSAY/ Anonim Şirketler hukuku, 6. Baskı 1982, sh: 192 vd; YaşarKARAYALÇIN/ Şirketler hukuku, 2. Baskı 1973, sh: 204; Fahiman TEKİL/ Anonim Şirketler hukuku, 1976, sh: 199 dn: 10; Kemal T. GÜRSOY-Fikret EREN - Erol CANSEL/ Türk Eşya Hukuku 1978, sh: 274; Feyzi N. FEYZİ- OĞLU / Özel Borç İlişkileri, C: l, 1980, sh: 124; Selahattin S. Tekinay/ Eşya Hukuku, C: 1, 3. Baskı, 1978, sh: 447 dn: 2-a).
Davacının iddiasına dayanak yaptığı ve öğretide Prof. Oğuz İmregün tarafından ileri sürülen aksine görüş Dairemizce benimsenmemiştir (Anonim Ortaklar / 3. Bası, İstanbul- 1974, sh: 36).
Bu açıklama ve tespitlerin ışığı altında mülfis şirketin dava konusu taşınmazların henüz maliki olmadığı anlaşıldığına göre, ipotek kayıtlarının terkinine ilişkin davanın haksız ve dayanaksız olduğu ortaya çıkar. Şöyle ki:
a) MK.nun 933/c.1 maddesine göre tapu kaydının düzeltilmesi davasının ancak ayni hak sahibi olupta bu ayni hakkı dava konusu kayıtla ihlal olunan kimseler açabilir. Kütüğün düzeltilmesindeki menfaat ne kadar büyük olursa olsun ayni hakka sahip bulunmayanların tashih davasında sıfatı yoktur (Selahattin S. TEKİNAY/ age. sh: 282).
b) Anılan dava yolsuz bir tesçile dayanarak aynı hak kazananlara karşı açılabilir. Oysa dava konusu taşınmazların mülkiyeti şirkete geçmemiş olup halen davalı Nurettin'e ait olduğundan Nurettin adına mevcut tesçil yolsuz değildir.
c) Gerçek malik adına vaki tesçile dayanarak aynı hak (ipotek hakkı) kazanan davalı bankanın kötüniyetinden de söz edilemez. Zira MK.nun 931 ve 933/c:2 maddelerinde ayni hakkın iktisabını önleyici bir sebep olarak gösterilen (kötüniyet) tapu kütüğünün gerçek ayni hak durumunu yansıtmadığını bilmek anlamındadır. Davalı bankanın lehine ipotek tesis edilirken malik Nurettin'in taşınmazlarını şirkete sermaye olarak koymak suretiyle şirkete karşı daha önce taahhüt altına girmiş olması ve bunun banka tarafından bilinmesi halinde dahi davalı bankayı anılan yasa hükümleri anlamında kötüniyetli kılmaz. Vecibevi nitelikteki hakların ihlali halinde tapu kaydının tashihi davası açılamaz (GÜRSOY-EREN-CANSEL/age. sh: 329).
Şu hale göre, davalı bankaya yönelik ipotek kayıtlarının terkini davasının reddi isabetli olup davacının buna ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 - Müflis şirketin lehine ayni sermaye olarak konulan taşınmazların davalı Nurettin adına mevcut mülkiyet kayıtlarının iptali ile şirket adına tapuya tesçili davası ise BK.nun 126/b.4 maddesindeki (5) yıllık zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.
MK.nun 642 maddesine göre, bir taşınmazı temellük etme hakkını veren bir sözleşmeye dayanan kimse malikin imtinaı halinde mülkiyetin kendisine tanınmasını ve adına tesçiline karar verilmesini mahkemeden isteyebilir.
Yukarıda açıklandığı üzere taşınmazın şirkete ayni sermaye olarak konulmasına ilişkin taahhüdü içeren anasözleşme, şirkete tesçili talep hakkını bahşeden geçerli bir hukuki sebep olup, ihtilaf halinde şirketin tesçil davası açabileceği tartışmasızdır. Ancak MK.nun 642 maddesi gereğince mülkiyetin tanınmasını istemek yetkisi bahşeden bütün şahsi talep hakları gibi, davacı şirketin bu hakkı da zamanaşımına tabi olup, bu zamanaşımı süresi mahkemenin belirttiği üzere (5) yıldır (BK.m. 126/b.4).
Ancak, öğretide haklı olarak belirtildiği ve Yargıtay'ın benzer bir müessese olan gayrimenkul satış vaadi sözleşmelerine ilişkin davalarda istikrarlı olarak uyguladığı üzere, taahhüdün ifa edileceği hususunda alacaklıda haklı bir güven duygusu yaratan fiil ve davranışlarda bulunarak onu oyalayan ve dava açmaktan alıkoyan, özellikle taşınmazı vaad alacaklısına teslim eden borçlunun açılan davaya karşı zamanaşımı def'ini ileri sürmesi MK.nun 2. maddesinde ifadesini bulan dürüstlük kuralına aykırı olup yasal himaye görmez (Kenan TUNÇOMAĞ/Türk Borçlar Hukuku, C: 1, Genel Hükümler, 1976, sh: 1269 vd; Mustafa ÇENBERCİ/Gayrimenkul Satış Vaadi, 3. Baskı, 1986, sh: 274 vd).
Olayımızda ise, davalı Nurettin 2114 ada (22) parsel sayılı taşınmazının tamamı ile aynı anda (29) parsel sayılı taşınmazının 17/20 payını ortağı olduğu davacı şirkete ayni sermaye olarak koymayı anasözleşmede taahhüt etmiş, ayni sermayeye değer biçilmesine ilişkin olarak Ankara 2. Ticaret Mahkemesi'nin 971/1452 sayılı dosyasına sunulan 2.12.1971 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere bu taşınmazları şirketin tasarruf ve kullanımına tahsis etmiş, mütemmim cüz'üleri ve teferruatı ile birlikte 3.910.597 TL. kıymet takdir olunan bu taşınmazlara karşılık şirket sermayesinin yarısına yakın bir payını iktisap ederek uzun yıllar yönetim kurulu üyeliği görevini yürütmüş, şirket kararına iştirak etmiş olup şirketin tüzel kişilik kazanmasından (16) yıl geçtikten ve şirket iflas ettikten sonra açılan tesçil davasına karşı zamanaşımı def'ini ileri sürmesi hakkın açıkça kötüye kullanılması mahiyetinde olup caiz görülemez.
Şu halde (22) ve (29) parsel sayılı taşınmazlara ilişkin davanın kabulü ile bu taşınmazların, üzerlerindeki mevcut ayni haklara takyitli olarak, müflis şirket adına tesçiline karar verilmek, anasözleşmede bahsedilmeyen (20) parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak, davacı vekiline iddiası açıklattırılmak ve varsa delilleri istenilmek suretiyle bu parsel hakkındaki dava da aynı esaslar dairesinde incelenerek sonucuna göre bir hüküm kurulmak gerekirken, tesçil davasının zamanaşımı yönünden ve taahhüt olunan taşınmazların şirket tüzel kişiliği adına davalı tarafından ferağ ve tesçil olunmadıkça  mülkeyetin şirkete geçmemesi nedeni ile reddedilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması icap etmiştir.
 
SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı banka hakkındaki ipoteğin terkini davasının reddine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle bu husustaki hükmün ONANMASINA, diğer davalı Nurettin hakkındaki tapu iptali ve tesçil davasının reddine ilişkin hüküm fıkrasının 2 numaralı bentte gösterilen nedenlerle temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 24.800 TL. duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalı bankaya ve aynı miktardaki vekillik ücretinin davalı Nurettin'den alınarak davacıya verilmesine,ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 18.4.1989 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini