Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/2749
K: 1988/5770
T: 11.10.1988

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Hatay 2. Asliye Hukuk hakimliğince verilen 7.9.1987 tarih ve 322-707 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla işin gereği konuşulup düşünüldü:
 
KARAR : Davacı vekili; Yemen uyruklu olan müvekkilinin mobilya satın almak amacıyla davalıya 120.880 Yemen Riyali verdiğini, ancak davalının malı vermediğini ileri sürerek 10.686.758 liranın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, taraflar arasındaki ortaklık anlaşması uyarınca müvekkilinin gerekli malları yolladığını; davacının alacaklı değil, aksine borçlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak davalının davacıdan 120.880 Yemen Riyali aldığı ve bunu iade etmediği gerekçesiyle 9.333.915 liranın dava tarihinden itibaren % 30 faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Bir davanın açılmasındaki teminat yatırılması yükümlülüğü hem Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda hem de yabancı ile ilgili davalarda 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku hakkındaki Kanunda düzenlenmiş bulunmaktadır. HUMK.nun 97. maddesi Türkiye'de ikametgahı bulunmayanlarla ilgili olarak genel bir düzenleme şekli getirmiş iken, sonradan yürürlüğe girmiş bulunan 2675 sayılı kanunun 32. maddesi, sadece yabancı olan davacının teminat gösterme yükümlülüğünü düzenlediğine göre, artık yabancıların teminat göstermesi hakkında münhasıran bu Kanunun hükümleri uygulanacaktır. HUMK.nun teminatla ilgili 97. maddesi ise sadece Türkiye'de ikametgahları bulunmayan Türkler hakkında uygulama alanı bulabilecektir.
Yabancılık esasına dayalı davalarda teminat gösterme yükümlülüğünün amacı sadece davalının muhtemel olan zararlarının karşılanmasına inhisar etmeyip Türk Mahkemesince yapılacak yargılama giderleri ve bu arada ödenmesi gereken harç ve benzeri kamu giderlerini de kapsadığından, HUMK. benimsenen ilkenin aksine ve Türk Kambiyo rejimi ile yakın ilgisi bulunması bakımından kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle teminat gösterme yükümlülüğü diğer tarafça ileri sürülmemiş olsa bile, yargılama sırasında mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında yargıtayca re'sen nazara alınması gerekmektedir: Yargıtay'ın uygulaması bu yönde olduğu gibi (Yargıtay HGK. 13.5.1983, 980/5 1952 E, 1983/512 K. ve Yargıtay 11.H.D. 1.12.1987, 987/6358-6710) doktrinde de bu husus benimsenmiş bulunmaktadır. (Bkz. Prof. Dr. E. Nomer, Devletler Hususi hukuku, İstanbul 1986, sh. 411-412, Prof. DR. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Ankara 1986, cilt 5, sh. 4607) Ayrıca Yargıtay 11. H.D.nin 18.12.1987 gün ve 987/6707-7382 sayılı kararı (Bkz. Yargıtay kararlar Dergisi, cilt 14. Temmuz 1988, sayı: 7, sh: 941-946).
Yabancı davacının Türk Mahkemelerinde açtığı davada teminat gösterme yükümlülüğünün istisnası ise, 2675 sayılı kanunun 32/2.maddesinde belirtildiği üzere karşılıklılık esasına göre, yani çok taraflı veya ikili anlaşmalarla veya fiili mütekabiliyet esasına göre bu muafiyetin tanınması hali olmaktadır. Olayımızda davacı teminatan muaf olduğunu ileri sürmediği gibi mahkemece istenen teminatı da 30.10.1986 tarihli tahsilat makbuzu ile Türk lirası olarak yatırmıştır. Ancak yabancı olan davacıya teminatın Türk lirası olarak yatırtırılması doğru değildir.
Mahkemece, mahkeme harçları da dahil olacak şekilde yargılama giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılayacak yeterli miktarda teminat takdir edilerek davacı vekiline bu miktarın döviz olarak yurt dışından getirtilip T.C. Merkez Bankasına bloke ettirilmesi için uygun bir mehil verilerek teminat yükümlülüğü yerine getirtilmeli, bundan sonra davaya devam edilmelidir. Buna aykırı şekilde teminatın Türk lirası olarak yatırılması doğru görülmediğinden kararın sadece bu yönden bozulması gerekmiştir. Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
 
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 11.10.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06
  • Kısmi Kabul ve Kısmi Red Kararından Sonra 3/4 oranından indirimli icra vekalet ücreti 
  • 26.04.2025 09:11


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini