 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/2519
K: 1988/7951
T: 27.12.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İst. As. 7. Tic. Mahkemesince verilen 15.12.1987 tarih ve 620-688 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili, davalının müvekkili bankanın Bakırköy Şubesindeki 4093-6 no.lu ticari mevduat hesabı üzerine ve P.O. Ana Depo Müdürlüğü (Haramidere) lehine keşide ettiği (36.971.627)Tl.lık 14 adet çek'i lehdarı tarafından aynı zamanda muhatap banka durumunda olan müvekkiline ciro edildiğini ve müvekillinin Bakırköy Şubesi nezdindeki lehdarın 5503-4 no.lu ticari mevduat hasabına alacak geçirildiğini ve ödenmiş olduğunu, keşideci davalının hesabında çek karşılıkları bulunmadığından hesabına borç kaydedildiğini, çekin karşılıksız çıkmasına rağmen muhatap bankaca ödenmesini engelleyen hiçbir hüküm bulunmadığını, davalı hakkında çek bedelleri tutarı (36.971.627) TL.nın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itiraz edildiğini, keşide tarihlerinden takip tarihine kadar %52 oranında faiz alacağı ile alacağın (45.857.408) TL.nın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine itiraz edildiğini, keşide tarihlerinden takip tarihine kadar %52 faiz ve inkar tazminatıyla davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, müvekkilinin bankadaki hesabında her zaman çek bedellerinden fazla parası bulunduğunu, son çek tarihinden sonra davacının gönderdiği 31.12.1985 tarihli hesap ekstresinde de müvekkilinin (29.291) TL. alacaklı olduğunun gösterildiğini, temerrüt faizinden ancak %30 olması gerektiğini, inkar tazminatı istenmeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere, icra takip dosyasına, davacı bankanın kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi ve alınan 15.12.1986 tarihli rapora, ödenen çeklere ve tüm dosya içeriğine dayanılıp, söz konusu çeklerin muhatap davacı bankaca lehdarına ödendiği ve davalının hesabına zimmet geçirdikleri sırada davalının hesabında karşılıklarının bulunmadığı, bu şekilde ödenen çekler tutarının (36.749.940) Tl. olup çek tarihlerinden icra takip tarihine kadar % 52 den (8.885.781) Tl. faiz tahakkuk ettiği ve davacının takip tarihi itibariyle toplam olarak (45.635.721) Tl. alacaklı olduğu sonucuna varılıp, itirazın iptaliyle takibin devamına, asıl alacak olan (36.749.940) Tl. için takip tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmesine, (6.845.358) Tl. inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece tarafların iddia ve savunmalarını tahkik yolunda davacı bankanın kayıt ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak alınan 15.12.1986 tarihli rapora dayanılarak, davanın aynen kabulüne karar verilmiştir. Davalı taraf iş bu rapora itiraz ettiğine göre bu itirazların cevaplandırması yolunda ek rapor alınması cihetine gidilmemiş olması doğru görülmediği gibi, esasen bilirkişi raporunda davada konu edilen ondört çekin davacıya ödendiği tarihler itibariyle davalının hesap durumunun tek tek karşılaştırılmadan düzenlendiği ve raporda bu cihetin yer almadığı bu haliyle bilirkişi raporunun Yargıtay denetimine müsait olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle söz konusu yetersiz rapora dayanılarak karar verilmiş olması da doğru "bulunmamıştır.
Bu durumda Mahkemece yapılacak iş; davalının keşide ettiği ve davacı bankanın çeklerin lehdarının hesabına alacak kaydederek ödediği davada konu edilen on dört çekin en önceki tarihli olanından başlayarak ödendiği tarihler itibariyle davalının hesap durum ile tek tek karşılaştırılıp, hesabın müsait olup olmadığı, veya ne kadarının müsait olduğu belirtilmek ve buna göre her çek ödemesinden kaynaklanan davacının faiz alacağının da tek tek oluşumu gösterilmek ve davalının 15.12.1986 tarihli bilirkişi raporuna yaptığı itirazlarda cevaplandırılmak suretiyle önceki bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak bir sonuca varmaktan ibarettir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınmadan yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle mümeyyiz davalı vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün davalı yararına b o z u l m a s ı n a, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz eden iadesine, 27.12.1988 tarihinde oybirliğiyle kara verildi.