 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/2503
K: 1988/5345
T: 27.09.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA: Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Asliye 7.Ticaret Mahkemesi'nce verilen 17.12.1987 tarih ve 193-711 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 17.9.1988 gününde davacı avukatı Osman Gümüşoğlu gelip davalı avukat tebligata rağmen gelmediğinden temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf avukat dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonraya bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR: Davacı vekili müvekkili şirketin yurt dışından satın aldığı 374.774 ton çeliğini (Algeciras'tan İstanbul'a taşınması hususunda davalı ile anlaşmaya vardığını, davalının hamilinin 15.1.1985 de İstanbul limanında alacağını taahhüt etmesine rağmen yükün (45) gün gecikmeyle geldiğini, mal bedeli olan (205.000.000,-TL)'yı çok önceden transfer ettiren davacının bu gecikme yüzünden satın aldığı mala vaktinde tasarruf edemediğini ve iç piyasadan ikame alımlar yapmak zorunda kaldığını ancak zararını daha basit yollarla hesaplanması için mal bedelinin (45) gün atıl kalması karşılığı ödenmesi gereken yıllık %60 nispetindeki banka faizinin baz alınabileceğini ileri sürerek buna göre hesaplanan (15.225.000,-TL) tazminatın yasal faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili müvekkilinin taşıyıcı değil taşıma akdinin kurulmasına yardımcı olan bir ticaret işleri tellalı olduğunu, davalıya husumet yöneltilemeyeceğini savunmuştur.
Mahkemece navlun sözleşmesinin taraflar arasında bağıtlanması nedeniyle husumet savunmasının varit görülmediği, davacının ithal ettiği malın bedeli olan (203.000.000,-TL) yı çok önceden ödediğinin ihtilafsız olduğu, (45) günlük gecikmenin (30) günlük kısmının gemideki şaft arızasından kaynaklandığı ve beklenmeyen hal oluşturan bu arızanın doğurduğu gecikmeden taşıyıcının sorumlu tutulamayacağı, o tarihlerde T.C.Merkez Bankasınca kısa vadeli kredilere uygulanan reeskont faizi oranının yıllık % 52 den ibaret bulunduğu gerekçesiyle (15) günlük gecikmeye tekabül eden zarar tutarı (4.398.333,-TL) nın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin ve dava tarihinden itibaren yasal faiz isteminin reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporu yetersiz olup uyuşmazlığın çözümüne yarayacak teknik ve hukuki verileri açıklıkla değerlendirmekten uzak bulunmaktadır. Bu durumda bir deniz ticaret hukuku öğretim üyesi, bir gemi makina mühendisliği öğretim üyesi ve bir uzak yol kaptanından oluşturulacak yeni bir bilirkişi kurulu marifetiyle gemideki şaft arızasının deniz taşıma hukuku kuralları ve özellikle TTK 109,1082, vd, 1093. maddeleri hükümleri karşısında mücbir sebep veya beklenmeyen hal sayılıp sayılmayacağı araştırılmak ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulmak gerekirken yazılı olduğu şekilde eksik incelemeye ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen reddi cihetine gidilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.800 lira duruşma vekillik ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 27.9.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.