 |
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1988/1621
K: 1988/1524
T: 04.03.1988
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Anadolu bankası T.A.Ş. ile (H.A.) v.s. arasında çıkan davadan dolayı İstanbul Asliye 7. Ticaret Mahkemesince verilen hükmü onayan Dairenin 10.11.1987 gün ve 5563-6083 sayılı ilamı aleyhinde davalı (E.) vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş olmakla gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı (M.) A.Ş. arasında düzenlenen kredi sözleşmelerinin diğer davalıların kefil sıfatıyla imzaladıklarını, bu sözleşmeden doğan (77.613.715) liralık borcun ödenmediği gibi, yapılan icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece davalı şirket hakkındaki davanın tamamının, diğer davalı (E.) hakkındaki davanın ise kısmen kabulüne dair tesis edilen karar Dairemizce onanması üzerine davalı (E.) vekili bu defa karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1 - Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere ve davacı bankanın itirazın iptaline ilişkin bu davayı açtığına ilişkin dava dilekçesi davalı (E.)'a teblig edildiği halde adı geçen davalı davayı kabul etmediği gibi, davaya cevap vermemek suretiyle davanın reddini de istemiş olmakla icra takibinde vekaletsiz vekilin yaptığı itirazı bu takibin durmasını benimsemiş bulunmasına, davalı (E.)'un imzasını havi sözleşmelerin 6 ve ek maddeleri münderecatlarına ve yargılama aşamasında ileri sürülmeyen hususlar ile ibraz edilmeyen belgelerin temyiz ve karar düzeltme aşamasında ileri sürülmesi ve incelenmesi mümkün bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer karar düzeltme itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 - Ancak, davacı banka vekilince itiraz edilmeyen ve mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda kefil olarak (E.)'un senet karşılığı kredi sözleşmelerinden (8.700.000) liralık kısmından, teminat mektubu kontragarantilerinden (12.000.000) liralık kısmından, yeni toplam (20.700.000) liralık bölümden dolayı kefil sıfatı ile sorumlu olduğu belirtilmişse de davalının bu iki tür sözleşmelere ilişkin toplam borcu da icra takip tarihine göre (19.050.814.52) lira olduğu açıklanmış bulunmaktadır. Ayrıca dava dosyasına ekli icra takip dosyası içindeki takip talebi fotokopisinden davalılardan kefil olan (E.)'dan teminat mektubu kredi sözleşmelerinden dolayı doğmuş (6.346.953.26) lira alacak miktarı ile deposu istenen teminat mektup bedeli alacağı olarak da (3.201.501.36) lira talep edilmiş bulunmaktadır. Nitekim, bilirkişi raporunun 3 üncü sahifesinde de (3.201.501.36) lira alacağın nedeni teminat mektupları depo bedeli olarak açıklanmış bulunmaktadır.
Bu durum karşısında mahkemece, davalı kefil (E.)'un sorumluluğu senet karşılığı kredi sözleşmelerinden dolayı kefalet sınırı olan (8.700.000) lira ile icra takip talebindeki açıklamalar dikkate alınarak teminat mektubu kredi sözleşmesinden doğan borcu da (6.348.953.26) lira olduğu gözönünde tutularak likit alacak miktarı olarak bu iki kalemin toplamı ile bunlara tekabül eden icra inkar tazminatına hükmedilmesi ve ayrıca teminat mektupları depo talebi yönünden (3.201.501.36) liranın depo edilmesine ilişkin itirazın iptaline karar verilmesi, bu son kalem açısından talebin tahsil değil, depo talebi olması dikkate alınarak bu miktar bakımından icra inkar tazminatına hükmedilmemesi ve yine bu miktar bakımından davacı yararına maktu vekalet ücreti ile harcın da maktu olarak hesaplanarak hüküm kurulması gerekirken bu hususlar gözden kaçırılarak icra takip talebindeki takipten fazlaya hüküm kurulması İİK.Inun 67 nci maddesi uyarınca açılmış bulunan bu davada doğru görülmediğinden davalı (E.) vekilinin bu yönlere ilişen karar düzeltme itirazı yerinde görülerek kabulü cihetine gidilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davalı (E.) vekilinin sair karar düzeltme itirazlarının reddine, ancak (2) numaralı bentte açıklanan sebeplerle karar düzeltme itirazının kabulü ile kararın ONANMASINA, 4.3.1988 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.