 |
T.C.
YARGITAY
11. Ceza Dairesi
E: 2002/5618
K: 2002/7660
T: 3.10.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- DOLANDIRICILlK
- HİLE VE DESİSE
- YARGILAMA GİDERİ
İÇTİHAT ÖZETİ: Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için, hile ve desisenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı, olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
3679 sayılı Yasayla madde metniliden çıkarıldığı halde "mağdurun hulus ve saffetinden faydalanılmak suretiyle" dolandırıcılık suçu işlelidiğinden bahisle mahkumiyet kararı verilmesi doğru değildir.
Suçu birlikte işleyen sanıklardan yar8ılaJna 8iderinin müteselsilen alınması karariyle yetinilmesi yer.ine, müştereken de tahsiline denilmesi yasaya aykırıdır.
(765 s. TCK. m. 503, 522, 81)
(647 s. CIK. m. 6)
Dolandırıcılık suçundan sanıklar Adalet, Solmaz ve Halis'in yapI,lan yargılanmaları sonunda: TCKnun 503, 522, 81 ve 647 sayılı Kanunun 6. maddeleri gereğince Adalet'in ve Solmaz'ını 1 'er yıl 2'şer ay hapis ve 2.333.333.333-TL, Halis'in 1 yıl 3 ay 5 gün hapis ve 2.527.777.777-TL ağır para cezasıyla mahkumiyetlerine dair (Kütahya Asliye Ceza Mahkemesi)'nden verilen 13.12.2000 gün ve 2000/44 Esas, 2000/1494 Karar sayılı . hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanıklar tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığının bozma isteyen 7.5.2002 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü:
1- Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kişiyi kandırabilecek nitelikte hile ve desiselerle hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisi veya başkasının yaranna haksız bir çıkar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Yalan belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısıridan mağdurun denetleme olanağını ortadan kaldırmalıdır. Desise ise, maddi nitelikteki fiil ve hareketlerle mağduru hataya düşürmek için kullanılan aldatıcı vasıtalardır. Kullanılan hile ve desiseler ile mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu kandırıcı davranışlara ve yalanlara inanan mağdur tarafından sanığa veya bir başkasına haksızçıkar sağlanmalıdır.
Hile ve desisenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysalolarak değerlendirilmeli, playın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi kullanılan hilenin şekltayrı ayrı nazara alınmalıdır.
Somut olaydaise; sanık Solmaz'ın aşamalardaki ifadelerinde şikayetçinin yeğeni Ahmet ile evlendirilmek üzere anlaştıklarını bu amaçla Kütahya'ya geldiklerini, takı alındığını, Ahmet'le değil şikayetçi Hasan ile evlendirilmek istendiğini, kendisinin yanıltıldığını savunmasına, evlenme hususundailk teklifin şikayetçi taraftan gelmesine göre, hile ve desisenin neler olduğu somut bir şekilde gösterilmeden sanıkların 3679 sayılı Yasayla madde metninden çıkarılan "mağdurunhulus ve saffetinden faydalanılmak suretiyle dolandırıcılık suçu işlendiğinden bahisle mahkumiyetine karar verilmesi.
2- Kabule göre de; suçu birlikte işleyen sanıklarda yargılama giderinin müteselsilen .alınması kararıyla yetinilmesi yerine, müştereken de tahsiline denilmesi suretiyle infazda duraksamaya yol açacak şekilde çelişki yaratılması,
Kanuna aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 3.10.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.