 |
T.C.
YARGITAY
11. Ceza Dairesi
E: 2002/5154
K: 2002/6950
T: 16.9.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- DOLANDIRICILlK
- ÖZEL BELGEDE SAHTECİLİK
- TEKERRÜR NEDENİYLE PARA CEZASINDA
- ARTIRIM
İÇTİHAT ÖZETİ: Kamu davası sanığın, mağdurun borcundan dolayı babasından tahsil ettiği paraya karşılık sahte özel belge vermek suretiyle dolandırıcılık fiilinden açılmış ise de, fiilin özel belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu gözetilmeden, dolandırıcılık suçundan mahkumiyethükmü kurulması yasaya aykırıdır.
Önceki cezanın hürriyeti bağlayıcı ceza olduğu gözetilerek, tekerrür nedeniyle para cezasında yapılacak artırımın, 647 sayılı Yasanın 4. maddesine göre değil, aynı Yasanın 5. maddesinin 6 ve 9.fıkralarındaki değer esas alınarak yapılması gerektiği gözetilmedenfazla para cezası hükmolunması doğru değildir:.
(765 s. TCK. m. 2, 345, 503, 509)
(647 s. CİK. m. 4,5/6,9)
Dolandırıcılık suçundan sanık Yeter'in yapılan yargılanması sonunda:
TCKnun 503/1, 522, 59 ve 81. maddeleri gereğince 1 yıl 25 gün hapis ve 492.999.444- TL. ağır para cezasıyla mahkumiyetine dair (Doöanhisar Asliye Ceza Mahkemesi)'nden verilen 24.4.2000 gün ve 1999/94 Esas, 2000/29 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından isteniimiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcllığının onama isteyen 12.3.2002 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazIannın reddine; ancak:
1- Kamu davasının sanığının, mağdur Süleyman'ın borcundan dolayı babasıısmail'den tahsil ettiği paraya karşılık sahte özel belge vermek suretiyle dolandıncılık fiilinden açıldığı, bu fiilin TCKnun 345. maddesindeki suçtipine uygun özel belgede sahtecilik suçu olarak belirdiği, dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının bulunmadığı, sanığın, mağdur Süleyman'a karşıborcu olduğunu ve ödemesi gerektiğine ilişkin sözlü isteğinin suç olarak nitelenemeyeceği ve TCKnun 509. maddesinde belirtilen suçun unsurlarınıtaşımadığı, esasen bu fiilden dava da açımadığı gözetilmeden, suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek TCKnun 345. maddesi yerine dolandırıcılık suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,
2- Kabul ve uygulamaya göre;
a) Tekerrür nedeniyle cezadan arttırım yapılırken hürriyeti bağlayıcı cezanın 12 ay 25 gün hapis yerine 1 yıl 25 gün hapis olarak fazla hükmolunması,
b) 20.6.1960 gün ve 11/13 sayılı Içtihadı Birleştirme Kararı ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 15.2.1988 gün ve 5-574/43 sayılı ve 8.5.2001 gün ve 8/85-86 sayılı kararlarındaki ilkeler dikkate alındığında, önceki cezanın hürriyeti bağlayıcı ceza olduğu gözetilerek; tekerrür nedeniyle para cezasında yapılacak artınmın 647 sayılı Yasanın 4. maddesinde belirtilen miktarlara göre değil TCK. nun 2. maddesi hükmü de nazara alınarak tekerrüre esas alınan önceki suçun işlendiği tarihte yürürlükte bulunan 647 sayılı Yasanın 5. maddesinin 6. ve 9 fıkralannda belirtilen 300 lira esas alınarak yapılması gerektiği gözetilmeden, sanığa fazla ağır para cezası hükmolunması,
Kanuna aykın ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.9.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.