 |
T.C.
YARGITAY
11. Ceza Dairesi
E: 2002/1213
K: 2002/2610
T: 28.3.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
· EMNİYETİ SUİSTİMAL
· SERBEST MUHASEBECİNİN SİGORTA PRİMİ YATIRMASI
İÇTİHAT ÖZETİ: Meslek mensupları, müşteri adına 3. kişilere ödeme yapmak üzere her ne isim altında olursa olsun mali değerler alamayacaklarından, serbest muhasebeci olan sanığın, SSK'ya yatırılmak üzere kendisine verilen prim bedellerini mal edinmekten ibaret eylemenin görevi ile ilgisi bulunmadığı gözetilmeden TCK.nun 508. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekirken 510.. maddesiyle cezalandırılmasına karar verilmesi kanuna aykırıdır.
(765 s. TCK. m. 508, 510)
Emniyeti suistimal suçundan sanık Sami'nin yapılan yargılaması sonunda: TCK. nün 510, 80, 59 ve 71. maddeleri gereğince 1 yıl, 24 ay 5 gün hapis cezasıyla mahkumiyetine dair (Çanakkale Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 12.9.2000 gün ve 2000/117 Esas, 2000/371 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi sanık tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığının bozma isteyen bila tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
Serbest muhasebecilerin 3568 sayılı Kanunun 2. maddesinde belirtilen görevleri arasında sigorta primi yatırmak gibi bir görevleri olmadığı, ayrıca Türkiye Serbest Muhasebeciler Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği'nin mecburi meslek kararlarına ilişkin 26.1.1996 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 1996/1 sayılı genelgesinin 1. maddesinde yer alan "meslek mensupları, müşteri adına 3. kişilere ödeme yapmak üzere her ne isim altında olursa olsun mali değerler alamazlar" şeklindeki hükmüne göre, serbest muhasebeci olan sanığın SSK'ya yatırılmak üzere müdahiller tarafından kendisine verilen prim bedellerini mal edinmekten ibaret eyleminin görevi ile ilgisi bulunmadığından TCY.nın 508. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği ve suçların işleniş tarihleri ile kesin olarak belirlenerek 4116 sayılı Kanunun 1/4. madde ve bendinin uygulama yerinin olup olmadığının da tartışılmasın da zorunluluk bulunduğu gözetilmeden yazılı şekilde 510. maddesiyle cezalandırılmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hümün bu sebepden dolayı istem gibi CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 28.3.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.