 |
T.C.
YARGITAY
11. Ceza Dairesi
E: 2002/1198
K: 2001/3995
T: 9.5.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
213/m.10,333,359,360
213 Sayılı Vergi Usul Kanununa muhalefet suçundan sanıklar Adnan A. ve Bahadır A'in yapılan yargılamaları sonunda: 213 SK. nun 359/b-1 ve TCK nun 59/2. maddeleri gereğince 15 ay ağır hapis cezası ile mahkümiyetlerine dair Batman Ağır Ceza Mahkemesinden verilen 7.11.2000 gün ve l999/213 Esas, 2000/181 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi sanıklar vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığının bozma isteyen bila tarihli tebliğname ile daireye gönderilmekle sanıklar hakkında tayin olunan cezanın nev'i ve miktarı itibariyle temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına oybirliğiyle karar verildikten sanıklar vekili Av. Levent N... savunmasını yaptıktan ve Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Fehmi Yıldırım'ın düşüncesi alındıktan sonra incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : Tüzel kişilerde vergi kanunları yönünden sorumluluğu düzenleyen 213 Sayılı Yasanın 10. maddesinde yer alan "tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği" 333. maddenin 4369 Sayılı Yasayla değişik son fıkrasında da "359. maddede yazılı fiillerin işlenmesi halinde 359 ve 360. maddelerde öngörülen cezaların bu fiilleri işleyenler hakkında hükmolunacağı" şeklindeki hükmü ve tüzel kişilerin birden fazla kanuni temsilcilerinin bulunması, suçun eylem ve fikir birliği içinde işlenmediğinin anlaşılması halinde sorumluluk; dairemizin süreklilik gösteren içtihatları Ceza Genel Kurulunun 17.12.1990 gün ve 312/340 sayılı kararında da açıklandığı üzere, cezanın şahsiliği ilkesine de bağlı olarak temsil yetkisinin bölüşümündeki ağırlık ve sınırlar dikkate alınıp suçun ayrıntısını bilen ve oluşumunda rolü olan temsilciye ait olacağı ve buna göre mevcut olması halinde temsil yetkisinin bölüşümüne ilişkin önceden belirleme iş bölümü ve gerektiğinde vergi dairesine beyannamelerin hangi temsilci tarafından verildiği de sorulmak suretiyle suça konu olup sahte oldukları anlaşılan faturaları temin eden ve kullanan temsilci tespit edilerek, cezai sorumluluğun tayin ve takdiri gerekirken yönetici durumunda sorumlu olduklarından bahisle her iki sanığın mahkümiyetlerine hükmolunması,
SONUÇ : Kanuna aykırı, sanıklar vekilinin temyiz dilekçesi ile duruşmadaki sözlü savunmaları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepden dolayı istem gibi CMUK'nun 32l nci maddesi uyarınca BOZULMASINA, 9.5.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.