 |
T.C.
YARGITAY
11. Ceza Dairesi
E: 2002/1085
K: 2002/1365
T: 18.2.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
213/m.13,172,253,256,359
6762/m.68
213 Sayılı Vergi Usul Kanununa muhalefet suçundan sanık Nurettin M...'nun yapılan yargılanması sonunda: Beraatine dair Kütahya Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 27.9.2000 gün ve 1999/588 Esas, 2000/1049 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi müdahil vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığın onama isteyen 9.1.2002 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü:
KARAR : 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 172. maddesinde gösterilip, defter tutmak zorunluluğu yüklenen gerçek ve tüzel kişiler, tuttukları defterlerle 2. kitap 3.kısımda yazılı vesikaları, 253.madde uyarınca ilgili bulundukları yılı takip eden takvim yılından başlamak üzere beş yıl süre ile muhafaza etmek, 256.madde uyarınca da bu süre içerisinde yetkili makam ve memurların talebi üzerine ibraz ve inceleme için arz etmek zorundadırlar.
Mücbir sebepler, 13. maddede düzenlenmiş; bunlar 4 bent altında sayılmıştır. 4. bentte "sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyla defter ve vesikaların elinden çıkmış bulunması" mücbir sebep olarak kabul edilmiştir.
"Vergi kanunlarının uygulanması ve ispat" başlıklı 3. maddenin son fıkrası "iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun idda olunması halinde ispat külfeti bunu iddia edene aittir" hükmünü içermekle birlikte kanunda gösterilen mücbir sebeplerin ne şekilde ispat olunacağı ve ispat vasıtalarına dair Vergi Usul Kanununda özel bir hüküm mevcut değildir. Ceza Usul Kanunun delil serbestisi kuralı burada da geçerlidir; mücbir sebepler kanunen geçerli her türlü delille ispat olunabilir. Deliller, mücbir sebebin vukuunu ve defter ve vesikaların kısmen veya tamamen kaybı veya yok olmaları sonucunu doğurduğuna ilişkin savunmayı, akla uygun ve inandırıcı, dolayısıyla geçerli kılmalı; hakimde, bu yönde vicdani kanı oluşturmalıdır. Tersi durumda, mücbir sebep olarak itibar ve kabul olunamaz.
Defter ve vesikaların mücbir sebeplerden dolayı kaybolduğunun tesbiti için yapılan talep üzerine 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 68/Son maddesine dayanılarak mahkemeden alınan kararların, nizasız ve hasımsız kaza usulüne tabi olması nedeniyle her zaman aksi ispatlanabilir.
Yine, sık sık başvurulan kaybolmaya dair basın yolu ile ilan yaptırılması ve keyfiyetin vergi dairesine bildirilmesi de bu kapsam ve nitelikte kabul edilmelidir.
Kanunun mükellefe yüklediği saklama zorunluluğunun gerektirdiği dikkat ve özenin gösterilmemesi sonucunda kaybolmaya sebebiyet verilmesi hali mücbir sebep olarak kabul edilemez.
Ceza Yargılamasında hiçbir duraksamaya yer vermeden gerçeği ortaya çıkarmak görev ve yetkisi bulunan ceza hakimi, ileri sürülen mücbir sebebin dayandığı olayların, vukuu ile defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olup olmadığını, bunların mükellefin faaliyet alanı itibariyle mutad ortam yer ve mekanda muhafaza edilme olgusu, olayın meydana gelme olasılığı, doğal ve kaçınılması mümkün olmayan nedenlere dayanıp dayanmadığı, öngörülebilme ve neden-sonuç ilişkisi, vergi denetiminden kaçmak amacına yönelik tertip niteliği vesair ile olayın arzettiği özelliği duruşmadan ve tahkikattan edineceği kanaata göre irdeleyip değerlendirmeli ve delilleri serbestçe takdir etmeli, irade dışında meydana geldiği ve defter ve vesikaların tamamen veya kısmen kaybı veya yok olması sonucunu doğurduğunu anlaması halinde mücbir sebep olarak kabul etmelidir.
Somut olayda sanıktan, ibrazı istenen bir cilt sevk irsaliyesi ile bir cilt faturayı nerede, ne zaman ne şekilde kaybettiğine dair delilleri sorulup yukarıdaki açıklamalar ışığında mücbir sebep yönünden değerlendirilmesinin yapılması, kanunun mükellefe yüklediği saklama zorunluluğunun gerektirdiği dikkat ve özenin gösterilmemesi sonucu kayba sebebiyet verildiğinin anlaşılması halinde mücbir sebep olarak kabul edilemeyeceğinden mahkümiyetine karar verilmesi gerekeceği gözetilmeden gazetede yapılan kayıp ilanına dayanılarak atılı suçta kastının bulunmadığından bahisle beraatine hükmolunması,
SONUÇ : Kanuna aykırı, müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı CMUK'nun 32l nci maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.2.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.