 |
T.C.
YARGITAY
11. Ceza Dairesi
E: 2001/4514
K: 2001/5849
T: 28.5.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KULLANMA HIRSIZLIĞI
- GEÇİCİ YARARLANMA ÖZEL KASTI
- RIZAİ İADE
Karar Özeti: Kullanma hırsızlığının manevi unsuru, geçici olarak' yararlanma kastıdır. Fail, mal edinmek değil, özel aracı kullandıktan sonra iade etmek amacıyla hareket etmiş, olmalıdır. Araç alınırken iade maksadı yoksa kısa süre sonra iade edilmiş olsa bile kullanma hırsızlığı oluşmaz, ancak rızai iade hükümleri uygulanabilir.
Özel kastın varlığının kabulü için aracın, iade edilmek üzere alındığının "açıkça anlaşılması" gerekir. Sanığın ifadesinde yer alan, "... kendi kendime düşünüp mobileti bırakmaya tam karar verdim ki ekip arabası geldi beni buldu" şeklindeki beyan sanığın başlangıçta iade maksadının bulunmadığını gösterir.
(765s. TCK. m. 494/1,523)
Hırsızlık suçundan sanık Sezai'nin yapılan yargılanması sonunda:
TCK.nun 494/1, 522 ve 647 sayılı Kanunun 4-6. maddeleri gereğince 40.000.000 lira ağır para cezasıyla mahkumiyetine dair (Pınarhisar Sulh Ceza Mahkemesi)nden verilen 25.12.1999 gün ve 1999/77 Esas, 1999/160 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtayca incelenmesi sanık, üst ve yerel C. Savcıları tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığının onama isteyen 16.4.2001 tarihli tebliğnamesi ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği görüşüldü:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve taktirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
TCK.nun 494/1. madde ve bendinde yer alan kullanma hırsızlığı suçunun oluşabilmesi için;
a) Hırsızlığın özel bir ulaşım aracı hakkında işlenilmesi,
b) Çalman aracın kısa süre kullanılması,
c) Aracın zilyedine geri verilmesi veya kolaylıkla bulabileceği bir yere bırakılması, henüz bırakılmamış ise, iade edilmek üzere alındığının açıkça anlaşılmış olması gerekir.
Kullanma hırsızlığı sucunun manevi unsuru, geçici olarak yararlanma kastıdır. Fail mal edinmek kastıyla değil, aracı kullandıktan sonra iade etmek amacıyla hareket etmiş olmalıdır. Araç alınırken iade etmek maksadı yoksa, kısa süre sonra iade edilmiş olsa da kullanma hırsızlığı oluşmaz. Bu durumda, ancak rızai iade hükümlerinin uygulanması söz konusu olabilir.
Araç kısa süre içinde iade edildiğinde ya da zilyedin kolaylıkla bulabileceği bir yere bırakıldığında yukarıda açıklanan özel kast ortaya çıkmış olur. Ancak fail, suç teşebbüs aşamasında kaldığında veya suç işlendikten sonra henüz iade edilmeden yakalanacak olursa hangi kasıtla hareket ettiğinin tespiti gündeme gelecektir.
Madde metnine göre özel kastın varlığını kabul için, aracın iade edilmek, üzere alındığının "açıkça anlaşılması" gerekmektedir. Kastın iadeye yönelik olduğu, somut olayın gelişimi içinde, normal yaşam gözlemlerine göre tereddüde yer bırakmayacak biçimde kendini göstermelidir. Bir başka deyişle, ilk bakışta aracın geri iade edilmek üzere alındığı anlaşılmalıdır. Örneğin, acil bir hastayı hastaneye ya da servisi kaçıran öğrenciyi sınava yetiştirmek amacıyla komşunun aracının alınmasında iade kastıyla hareket edildiği açıkça anlaşılmaktadır.
Somut olayda ise, sanık, bir gün öncesinden yerini tespit ettiği müştekinin mobiletini gece saat 01.30 sıralarında almış, yirmi kilometre mesafedeki L... İlçesi T... köyüne gidip geldikten sonra saat 03.15 sıralarında, çalınma olayından haberdar edilen polisin yaptığı kontrol sırasında yakalanmıştır. Sanığın mobileti geri iade edecektim şeklindeki savunmasından başka, iade amacıyla aldığını gösterir, yukarıda açıklanan "açıkça anlaşılma" kıstasına uygun dış aleme yansıyan bir belirti söz konusu değildir. Kaldı ki sanık sorgusu sırasındaki ifadesinde "... kendi kendime düşünüp mobileti bırakmaya tam karar verdim ki ekip arabası gelip beni buldu" demek suretiyle başlangıçta iade maksadının bulunmadığını açıkça ifade etmiştir.
Bu nedenlerle, sanığın kastının mülkiyete yönelik olduğu gözetilmeden, fiil kullanma hırsızlığı kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, Cumhuriyet Savcıları ile sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi, CMUK.nun 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 28.5.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.