 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 2004/83
K: 2004/1611
T: 8.3.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, iş kazası sonucu sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan peşin değerli gelirler ile yapılan harcama ve ödemeler nedeniyle uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde isteği hüküm altına almıştır. Hükmün, davacı ve davalılardan Remzi Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
KARAR : 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı Kurumun temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davalı işveren şirket vekilinin temyiz istemine gelince; Davalılardan Remzi yönünden davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26/1. maddesi olup, işverenin rücu alacağından sorumluluğu ancak kasdı, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi ya da suç sayılabilir bir eyleminin varlığı halinde mümkündür. Bir başka ifade ile işveren, sadece anılan maddede öngörülen sayılı ve sınırlı durumlarda rücu alacağından sorumlu olup, bu bağlamda kazaya karışan ve kusurlu sürücünün kullandığı aracın işleteni ya da bu sürücünün istihdam edeni sıfatıyla kusursuz sorumluluğu mümkün değildir.
Somut olayda ise, Mahkemece hükme dayanak kılınan kusur raporunda; trafik iş kazasının meydana gelmesinde davalı işveren şirket kusurlu bulunmamış, diğer davalılara toplam 8/8 oranında kusur verilmiştir.
Diğer taraftan, önceki kesinleşmiş rücu davasında, davalı işverenin istihdam eden ve işleten sıfatıyla rücu alacağından sorumluluğuna hükmolunmuşsa da; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu madde 237 kapsamında kesin hükümden söz edilebilmesi için; davanın tarafları yanında dava sebebi ve müddeabihde de ayniyet gerekli olup, somut olayda ise, taraflarda ayniyet mevcutsa da dava sebebi ve müddeabih farklı olduğundan; o davadaki bu yöne ilişkin kabulün; aynı iş kazasında sürekli işgöremez duruma giren diğer sigortalıya bağlanan gelirlerin rücuan tahsiline ilişkin iş bu rücu davasında kesin yargı hükümleri çevresinde bağlayıcılığından söz edilemez.
Hâl böyle olunca, trafik-iş kazasının meydana gelmesinde kusuru saptanamayan işveren şirket hakkındaki rücu davasının reddine karar verilmesi gerekirken istihdam eden-işleten sıfatıyla aksinin kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde davalı şirket vekilinin, bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgili iadesine, 08.03.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.