Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 2004/5136
K: 2004/9652
T: 21.10.2004

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


  • ÇİFTE SİGORTALILIK
  • DAVANIN İHBARI
İçtihat Özeti: Yargılama sonucu verilecek karar hak alanını ilgilendirdiğinden SSK'nın yöntemince davaya katılımı sağlanmalıdır.Çifte sigortalılık yasalarca kabul edilmemektedir. Bağ-Kur sigortalılığı önce başlamış olsa da, davacı tüm mesaisini harcayarak 506 sayılı Yasaya tabi çalıştığından davacının bu baskın çalışmasına üstünlük tanınmalıdır.
(1479 s. Bağ-Kur K. m. 24)
(506 s. SSK. m. 2)
Davacı, Bağ-Kur sigortalılığının 13.9.1993 tarihinde sona erdiğinin tespiti ile aksine olan Kurum işlemlerinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenle1027 nen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, davacının 13.9.1993 tarihi itibariyle Esnaf Bağ-Kur sigortalılığının sona erdiğinin tespiti istemine ilişkindir. Dosya içeriğinden, Şoförler ve Otomobilciler Odası ile Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Memurluğuna 16.5.1990 tarihinde kaydolan davacının bu tarih itibariyle Kuruma kayıt ve tescilinin yapıldığı, 16.8.1993 tarihinde nakliye işinden dolayı başlayan vergi kaydının 19.8.1997 tarihinde silinmesi üzerine Kurum tarafından sigortalılığının sona erdirildiği, 13.9.1993 tarihinde hizmet akdine dayalı olarak PTT İmalat, Onarım ve Donatım San. Müessesesinde başlayan çalışması nedeniyle dava dışı Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından sigortalı olarak tescil edildiği, uyuşmazlık konusu yapılan 1993 yılında 122, 1994 yılında 347, 1995 yılında 358, 1996 yılında 360 ve 1997 yılında 346 günlük Kuruma bildirilmiş hizmet süresinin bulunduğu anlaşılmakta olup, toplu iş sözleşmeleri, ücret, ikramiye ve dönem bordroları dosyada yer almaktadır. Mahkemece, istem kısmen kabul edilerek davacının 1.1.1994-19.8.1997 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olmadığının tespitine karar verilmiş ise de; öncelikle, yargılama sonunda verilecek karar hak alanını ilgilendirdiğinden Sosyal Sigortalar Kurumunun yöntemince davaya katılımının sağlanıp, göstereceği kanıtlar toplandıktan sonra yapılacak değerlendirmeye göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme sonucu, bu gereklilik yerine getirilmeden davanın sonuçlandırılmış olması isabetsizdir.
1479 sayılı Kanunun 24. maddesine göre, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan vergi yükümlüsü olanlar zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayıldığı gibi, 506 sayılı Kanunun 2. maddesi gereğince, hizmet akdine dayalı olarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar da Sosyal Sigortalar Kurumu sigortalısı olarak kabul edilmiştir. Sosyal güvenlik sistemimize göre bir kimsenin aynı anda iki sosyal güvenlik kuruluşu kapsamında bulunması olanaksızdır. Çifte sigortalılık olarak adlandırılan bu statü, yasalarca kabul edilmemiştir. Somut olayda, davacının çalışmaları hem 1479, hem de 506 sayılı Kanun kapsamına girmektedir. Bağ-Kur sigortalılığı daha önce başladığı için Sosyal Sigortalar Kurumu sigortalılığının geçersiz kabul edilmesi gerektiği düşünülebilir; ancak, davacının Türk Telekomünikasyon A.Ş.nde tüm mesaisini harcayarak çalıştığı ve yıllarca sigorta primi ödediği açıktır. Bu durumda davacının baskın çalışması 506 sayılı Kanununa tabi bir işte geçmiş olduğundan, bu çalışmaya üstünlük tanınıp, çekişmeli dönemde Sosyal Sigortalar Kurumu sigortalısı olduğunun kabulü zorunludur. Kaldı ki, taraflar arasındaki çıkarlar dengesi ile hak ve nesafet kuralları dikkate alındığında davacı isteminin yerinde olduğu da anlaşılmaktadır.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 21.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini