 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 2004/388
K: 2004/2666
T: 1.4.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
DAVA : Davacı, geçiminin oğlu Mesut Kara tarafından sağlandığından bahisle kendisine ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Tolga Özmen tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü:
KARAR : Dava; iş kazası sonucu 30.01.2002 tarihinde vefat eden sigortalı işçi Mesut Kara'nın annesi olan davacıya, ölen oğuldan ölüm geliri bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 06.08.2003 gün ve 25191 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 4958 sayılı Yasa ile değişik 24. maddesidir.
506 sayılı Yasanın değişiklikten önceki 24. maddesine göre, ölen sigortalının ana ve babasına gelir bağlanması için, ana ve babanın sigortalının bakımına muhtaç olmaları gerekirdi. Bu hüküm, 506 sayılı Kanunun 4958 sayılı Kanunla değişik 24. maddesiyle, sigortalının ölümü tarihinde "Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Kanuna göre bağlanan aylık hariç olmak üzere buralardan her ne ad altında, olursa olsun gelir veya aylık almayan" olarak değiştirilmiştir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 76. maddesi uyarınca, hakim bir davada sadece tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve netice-i taleple bağlı olup, dayandıkları kanun hükümleri ve onların tavsifleriyle bağlı olmadığından yürürlükteki Kanunları resen tatbik ederek iddia ve müdafaadaki netice-i talepleri karara bağlamakla mükelleftir.
Görülmekte olan dava, yasanın değiştiği tarihte henüz derdest olup, sosyal güvenlik hukukunun kamu düzeni ile ilgili olması nedeniyle, sigortalı veya hak sahipleri lehine getirilen yasal düzenlemelerin derdest davalara da uygulanması gerekeceği tartışmasızdır.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular çerçevesinde Mahkemece yapılacak iş, 506 sayılı Yasanın değişik 24. maddesi gereğince davacının; sigortalı olan oğlunun ölüm tarihinde, sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmalarının bulunup bulunmadığını, sosyal güvenlik kuruluşlarından gelir ve aylık alıp almadıklarını araştırmak, araştırma sonucunda değişik Kanunun öngördüğü şartlar oluşmuş ise davayı kabul etmek; açıklanan şartlar oluşmamış ise davayı reddetmekten ibarettir.
506 sayılı Kanunun lehe değişen hükümleri nazara alınmadan eksik inceleme ile ölüm tarihindeki mevzuat çerçevesinde yapılan araştırma sonucunda, davacının geçiminin sigortalı tarafından sağlanmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, Üye Coşkun Öztürk'ün muhalefetine karşı; Başkan Coşkun Erbaş, Üye M.Zafer Erdoğan, Süleyman Caner ve A.Suat Ertosun'un oylarıyla ve oyçokluğuyla 01.04.2004 gününde karar verildi.
KARŞI OY YAZISI :
Sigortalının iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümü durumunda, 506 sayılı Kanunun 24. maddesinin belirlediği koşulların gerçekleşmesiyle, ana ve babasına gelir bağlanacaktır. Ana ve babanın gelire hak kazanabilmesinin temel koşulu sigortalının ölümü tarihinde eş ve çocuklarına bağlanması gereken gelir toplamının sigortalının saptanan gelirinin %70'inden aşağı olmasıdır.4958 sayılı Kanunla Sosyal Sigortalar Kanununun 24. maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklikten önce, anne ve babanın gelirden yararlanabilmelerinin ikinci koşulu, sigortalının sağlığında onların geçimini sağlamış olmasıdır. Sosyal Sigortalar Kanununun madde 24/1'de yapılan son düzenlemeye göre ise, sigortalının ana ve babasına gelir bağlanmasına ilişkin bu koşul, "sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi çalışmayan veya 2022 sayılı Kanuna göre bağlanan aylık hariç olmak üzere buralardan her ne ad altında olursa olsun gelir veya aylık almayan" biçiminde değiştirilmiştir. Bu değişiklik 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Sigortalı ise 30.01.2002 tarihinde vefat etmiştir. Bu değişiklik 4958 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ölen sigortalıların anne ve babalarına bağlanacak gelirler yönünden uygulanabilir. Bilindiği gibi bir kimse çalıştığı tarihte yürürlükte olan Sosyal Güvenlik Kanunlarının cevaz verdiği ölçüde sosyal sigorta haklarından yararlanabilir. Sonradan yürürlüğe giren kanun istisnai hüküm getirmemişse geriye yönelik uygulanamaz. Sigortalı 06.08.2003 tarihinden önce öldüğünden, sonradan yürürlüğe giren kanun hükümleri uygulanamaz. Bu nedenlerle yerel mahkeme kararını bozan çoğunluk kararına karşıyım. Mahkeme kararının onanması görüşündeyim.