 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 2004/3102
K: 2004/4681
T: 25.5.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- YURT DIŞI HİZMET SÜRESİNİN TESPİTİ
- DÖVİZ BORCU
İçtihat Özeti: Borçlanma işleminin geçerliliğine yönelik istemin kesin hüküm nedeniyle reddi doğru olup, tahakkuk ettirilen döviz borcu, istek sahiplerinden yabancı para olarak alındığından, iade de, iade anındaki yabancı para karşılığı üzerinden yapılmalıdır.
(3201 s. ÇTHK. m. 4, 5)
Borçlanmasının geçerli olduğunun tespiti yaşlılık aylığı bağlanması ve birikmiş maaşların yasal faizi ile birlikte tahsili davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi taraflar avukatlarınca istenilmesi ve davacı avukatınca da duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunup işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1 - Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerekti-rici sebeplere göre, Davalı Kurum vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacının, 3201 sayılı Yasaya dayalı borçlanmasının geçerli sayılması, borçlanılan süre gözetilerek bağlanmış olan yaşlılık aylığının ödenmesine devam edilmesi gereğinin tespiti, aksi halde 26.5.1993 tarihinde ödenen 10.554 Amerikan dolarının tahsil tarihindeki kur üzerinden yasal faiziyle tahsili istemine ilişkin davasının yargılaması sonucunda, alacak istemi yönünden 10.554 Amerikan dolarının Kurum hesabına TL. olarak yatırıldığı gerekçesiyle, 107.105.340 TL'nin ödeme tarihinden yasal faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Davacı tarafından borçlanma işleminin geçerli olduğunun tespiti istemiyle açılan dava sonucu Ankara 10. İş Mahkemesince verilen 1997/2169 E., 1998/67 K. sayılı kararın, Yargıtay 21. Hukuk Dairesince onanarak kesinleşmiş olması karşısında, borçlanma işleminin geçerliliğine yönelik istemin kesin hüküm gözetilerek reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Ancak, davacının kesin dönüş koşulunu yerine getirmediği gerekçesiyle borçlanmasının iptali sonucunda Kurumun mal varlığında meydana gelen zenginleşme; bu tutara ilişkin olarak sebepsiz hale dönüştüğünden, Sosyal Sigortalar Kurumu'nun davacıya karşı iade yükümü vardır.
Borçlanılan sürenin döviz ile ne şekilde değerlendirileceği 3201 sayılı Yasanın 4. maddesinde, "Sosyal güvenlik kuruluşlarınca döviz ile değerlendirilecek sürelerin her bir günü için tahakkuk ettirilecek prim, kesenek ve karşılık borcu tutarı bir dolardır... İstek sahipleri, tahakkuk ettirilen döviz borçlarını T.C. Merkez Bankasına veya yetkili bankalara satmak, karşılığı Türk parasının borçlanma işlemini yürüten sosyal güvenlik kuruluşuna intikali hususunda bankaya talimat vermek, döviz alım bordrosunun bir nüshasını sosyal güvenlik kuruluşuna ibraz etmek suretiyle mükellefiyetini yerine getirmiş olurlar" biçiminde belirtilmiştir. Görüldüğü gibi, tahakkuk ettirilen döviz borcu, istek sahiplerinden yabancı para olarak tahsil edildiğinden, iade de, iade anındaki yabancı para karşılığı üzerinden yapılmalıdır. Davalının, Amerikan dolarını davacının istemi de gözetildiğinde, fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödemek suretiyle borcundan kurtulabileceği yönü gözetilmeksizin, borçlanma bedelinin iadesine ilişkin istem yönünden yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, davacı avukatı yararına takdir edilen 375.000.000 lira duruşma avukatlık parasının davalıya yükletilmesine, 25.5.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.