 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 2004/13422
K: 2005/2983
T: 21.3.2005
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
ÖLÜM AYLIĞI
İçtihat Özeti: Sigortalının ölüm tarihi itibariyle davacı annenin geçimini sağlayıp sağlamadığı araştırılmalı ve her kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra olan olaylara uygulanacağı da gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
(506 s. SSK. m. 24)
Davacılar, oğulları Sacit'in davalı şirket işyerinde çalışmakta iken geçirmiş olduğu iş kazası neticesinde vefatı nedeniyle 22.6.1998 tarihinden itibaren faiziyle birlikte ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemişlerdir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacılar ve davalılardan Sosyal Sigortalar Kurumu avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Osman vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Dava, 3.7.1975 doğumlu olup, 25.10.1994 tarihinde çalışmaya başlayan ve 22.6.1998 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu bekar olarak vefat eden sigortalı işçi Sacit'in anne ve babası olan davacılara ölüm geliri bağlanması istemine ilişkin olup, mahkeme ölüm tarihi itibariyle SSK'dan yaşlılık aylığı aldığı anlaşılan davacı baba yönünden davanın reddine, davacı anne yönünden istemin kabulüne karar verilmiştir. Sigortalının babası yönünden davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur.
Ölüm olayı 22.6.1998 tarihinde meydana gelmiş olup, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun "Ana ve Babaya Gelir Bağlanması" başlıklı 24. maddesinin 4958 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değiştirilmeden önceki halidir. 506 sayılı Kanuna yine 4958 sayılı Kanun ile eklenen Ek 46. maddenin, bu maddenin yürürlüğe girmesinden sonra ölen sigortalıların anne ve babalarına bağlanan gelirlerin genel olarak çalışmaya veya gelir veya aylık almaya başlamaları halinde kesileceğine dair hükmü de aynı sonucu gerektirir. Bu yönde, sigortalının ölüm tarihi itibariyle davacı annenin geçiminin sigortalıca sağlanıp sağlanmadığı yöntemince araştırılmalıdır.
Konu ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.10.2004 gün ve 528/533 sayılı kararında da açıkça belirtildiği gibi, kural olarak; her kanun, yürürlüğe girdiği tarihten sonra meydana gelen olaylara ve ilişkilere uygulanır. 506 sayılı Kanunun 4958 sayılı Kanunla değişik 24. maddesinde yapılan değişikliğin geçmişe etkili olacağına dair herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.
Mahkemece yapılacak iş, kendisine ait müstakil bir evde yaşayan davacı annenin, eşinin SSK'dan yaşlılık aylığı aldığı ve o tarihte yürürlükte bulunan medeni Kanunumuz uyarınca geçiminin kocası tarafından sağlanması gereği ve sigortalının kazancının azlığı veya çokluğunun sonucu değiştirmeyeceği de gözetilerek, bekar olarak vefat eden sigortalının ölüm tarihinde sürekli, düzenli ve günlük ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde yardımını görüp görmediğinin saptanmasından sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Açıklanan maddi ve hukuki olguları gözetilmeden eksik inceleme sonucu yazılı şekilde davacı anne yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 21.3.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.