 |
T.C
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E: 2004/1165
K: 2004/3642
T: 18.12.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ZORUNLU BAĞ-KUR SİGORTALILIĞI SONA ERDİKTEN SONRA DA PRİM ÖDEME
- DÜRÜSTLÜK KURALI
İçtihat Özeti: Davacının zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı sona erdikten uzunca bir süre Bağ-Kur prim ödemesi ve kurumunda bu primleri alması ödenmeyen prim borçlarının da kurumca icra yolu ile tahsil edilmesinden sonra davacının kendisini sosyal güvencede olduğunu düşünerek hareket edip, emeklilik zamanı geldiğinde kuruma başvurduğunda kurumun davacının zorunlu Bağ-Kurluluğu dışında ödediği primlerin sigortalılıktan sayılmaması MK 2. Maddesinde düzenlenen "iyi niyet kuralları" ile bağdaşmadığı gibi hak ve nesafet kurallarına da uymadığından davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
4721 s. M K /2
1479 s. Bağ-KurK/79
Davacı vekili tarafından mahkememize verilen 04.04.2003 tarihli dava dilekçesi üzerine Mahkememizde yapılan açık yargılama sonunda:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile müvekkilinin 37 031 3940 Bağ-kur numaralı giriş bildirgesi ile 1.7.1998 tarihi itibariyle 1.7.1982 tarihi itibariyle davalı kurumun Trabzon müdürlüğünde tescilinin yapıldığını, müvekkilinin 1991 yılında mesleki faaliyetine son verdiğini, ancak kuruma prim ödemeye devam ettiğini, hatta eksik ödediği primler dolayısıyla müvekkili aleyhine Şalpazarı icra müdürlüğünün 2000/104 esas sayılı dosyasına müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını 27.9.2000 tarihinde 780.000.000.TL 1.12.2000 tarihinde 699.980.000.TL birikmiş prim borçlarını ödediğini, bu tarihten sonra da 23.7.2002 tarihine kadar primlerini düzenli olarak ödediğini ve emeklilik için Bağ-Kur'a müracaat ettiğinde, müvekkilinin 1991 yılında serbest meslek faaliyetine son vermesi nedeniyle kuruma bu tarihten sonraki prim ödemelerinin sigortalılık hizmetinden sayılmayarak emekli olmadığını, bu dönemin Yargıtay kararları da göz önünde bulundurularak en azından isteğe bağlı sigortalı olarak sayılması gerektiğini, çünkü kurumun prim ödemelerini itirazsız kabul ettiğini, hatta birikmiş prim borçlarını da icra kanalı ile tahsil ettiğini, kurumun işleminin MK 2. Mad. Düzenlenen iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını bu nedenle 2002 yılına kadar ödediği primleri dolayısıyla Bağ-kur sigortalı hizmetinden sayılmasının tespitine karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı kurum vekili vermiş olduğu cevap dilekçesi ile davalının 1982 yılında başlayan vergi mükellefiyetinin 25.4.1994 tarihinde sona erdiğini ve bu tarihten sonra zorunlu Bağ-kur sigortalılığının sona erdiğini, davacının bu tarihten sonra muhtelif tarihlerde prim ödemelerinde bulunduğunu ancak isteğe bağlı sigortalı olmak için bir talebinin bulunmadığını, kurumun yaptığı işlemin doğru olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller toplandıktan sonra dosya ile ilgili olarak bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişinin mahkememize vermiş olduğu raporunda sonuç itibariyle davacının zorunlu Bağ-Kur sigortalılığından sonra da kuruma prim ödemeye devam ettiğini ve kurum tarafından kabul edildiğini, ödenmeyen primlerin de kurumca icra yoluyla tahsil edildiğini bu durumdan sonra davacının ödediği primlerini kurumca hizmetten sayılmasının MK 2. maddesi ile bağdaşmadığını ve davacının 1.7.1982 ile 23.7.2002 tarihine kadar ödediği primleri dolayısıyla Bağ-Kur sigortalısı olarak tespitinin uygun olacağını belirtmiştir.
Davacının dava dilekçesi, davalının cevap dilekçesi, Bağ-Kur dosyası, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; Davacının 1.7.1982 tarihinde zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olup, 25.4.1994 tarihine kadar devam ettiği dosya kapsamı ile sabit olup, bu konuda dosyada bir itilaf bulunmamaktadır. Davacı vergi mükellefi olmaktan çıktıktan sonra kuruma prim ödemeye devam etmiş ve ödenmeyen prim borçlan nedeni ile hakkında kurumca icra takibi yapılmış ve bu primlerde ödenmiştir. İşte bu davacının isteğe bağlı sigortalılık ile ilgili yazılı talebi olmadan 2002 yılına kadar ödediği primlerin isteğe bağlı sigortalı olarak sayılıp, sayılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davacının zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı sona erdikten uzunca bir süre Bağ-Kur prim ödemesi ve kurumunda bu primleri alması ödenmeyen prim borçlarının da kurumca icra yolu ile tahsil edilmesinden sonra davacının kendisini sosyal güvencede olduğunu düşünerek hareket edip, emeklilik zamanı geldiğinde kuruma başvurduğunda kurumun davacının zorunlu Bağ-Kurlu-luğu dışında ödediği primlerin sigortalılıktan sayılmaması MK 2. maddesinde düzenlenen "iyi niyet kuralları" ile bağdaşmadığı gibi hak ve nesafet kurallarına da uymadığından davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Nedenleri yukarda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KABULÜNE,
Davacının 1.7.1982 ile 23.7.2002 tarihleri arasında ödediği primler dolayısı ile isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olarak TESPİTİNE,
Davalı Kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
17.480.000.TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarife uyarınca 300.000.000.TL ücreti vekaletin davalıdan tahsiline, davacı vekiline verilmesine,
Davacı tarafça sarf edilen 2 davetiye karşılığı 6.000.000.TL 1 müzekkere karşılığı 2,.500.000.TL Bilirkişi ücreti 60.000.000.TL olmak üzere toplam 68.500.000.TL mahkeme masrafının davalı taraftan tahsiline, davacı tarafa verilmesine ilişkin verilen karar yasal yollar açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı açıkça okundu, usulen anlatıldı. 18.12.2003