 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 2003/9897
K: 2004/676
T: 9.2.2004
- KURUM ZARARININ RÜCUAN ÖDETİLMESİ
- İŞ KAZASI
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
İçtihat Özeti: Kurum kayıtlarına göre, iş kazasının meydana geldiği işin iş vereni tespit edilerek, davalının işveren ya da işveren vekili olup olmadığı belirlenip, sorumluluğu bu sıfatına göre irdelenmeli ve tespit edilen sıfatına göre kusur incelemesi yapılmalıdır.
(506 s. SSK. m. 4, 26, 87)
Davacı, iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelirler ile yapılan harcama ve ödemeler nedeniyle uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın, davalılar Ahmet ve Celalettin yönünden kabulüne, diğer davalı H A.Ş. yönünden ise husumetten reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı ve davalılardan Ahmet ile Celalettin avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
506 sayılı Kanunun 4. maddesinde tanımı yapıldığı üzere, işveren sigortalıyı çalıştıran kişidir. Somut olayla ilgili olarak Kurum müfettişi tarafından düzenlenen 6.1.1999 tarihli iş kazası soruşturma raporunda işverenin dava dışı Hüseyin olduğu belirtilmiş, davalı Ahmet ise, işverenlik sıfatı bulunmadığını ileri sürerek, husumet itirazında bulunmuştur.
Kurum kayıtlarına göre iş kazasının meydana geldiği inşaat işinin hangi işveren adına kayıtlı olduğu tesbit edilmeli ve buna göre davalı Ahmet'in işveren sıfatıyla sorumlu olup olmadığı irdelenmelidir. Davalı Ahmet işveren ise, 506 sayılı Kanunun 26/1 maddesine göre sorumlu olacağı tartışmasızdır. Şayet davalı Ahmet'in işveren olmadığı sonucuna vanlırsa, bu defa 506 sayılı Kanunun 4. maddesi kapsamında işveren vekili sıfatıyla işin yürütümünden sorumlu olup olmadığı araştırılmalı ve işveren vekili olduğu kabul edilirse buna göre kusur incelemesi yapılmalıdır.
Öte yandan, davalı Celalettin'in hukuki durumu da kararda tartışılmamıştır. 506 sayılı Kanunun 87. maddesi alt işverenlik konusunu düzenlemiştir. Bu maddeye göre davalı Celalettin'in alt işveren olabilmesi için asıl işveren konumundaki kişiden işin bir kısmını alması ve o işte kendi adına sigortalı çalıştırması gerekir. Kuşkusuz Celalettin, alt işveren değil de hizmet akdiyle kalfa (ustabaşı) olarak çalışmakta ise, bu takdirde sorumluluğu üçüncü kişi olarak 26. maddenin 2. fıkrası çerçevesinde ele alınmalıdır.
Maddi olguyu ve tarafların hukuki durumunu belirlemek hakime ait bir görevdir. Kusur raporu alınmadan önce bu hususun açıklıkla ortaya konulması gerekir.
Kabule göre ise, kız çocuklarından Emine için işlememiş devre hesabının 22 yaşa göre yapılması gerektiğinin gözetilmemesi de isabetsiz bulunmuştur.
Yukarıda açıklanan sebepler gözöhünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BO-ZÜLİVSASINA) temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 9.2.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.