 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 2003/9695
K: 2004/805
T: 12.2.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- YURT DIŞINDA GEÇEN SÜRELERİN BORÇLANILMASI
- YAŞLILIK AYLIÐINA HAK KAZANDIÐININ TESBİTİ
İçtihat Özeti: Türk vatandaşlarının yurt dışında geçen sürelerini, yurda kesin dönüş koşulunu yerine getirmeksizin borçlanmaları geçerlidir. Ancak, yurda kesin dönüş yapılıncaya kadar borçlanma hukuken askıya alınarak, askıya alınan yaşlılık aylığı yurda kesin dönüşün gerçekleştiği tarihi takip eden aybaşından itibaren ödenmeye başlar.
3201 sayılı Kanunun 3. maddesinin iptaline ilişkin, Anayasa Mahkemesinin 12.12.2002 gün ve 36/198 sayılı kararının elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanması zorunludur.
(Y.HGK. Karan-5.2.2003 tarih ve 21-790/61 s.)
(3201 s. ÇTHK. m. 3, 6)
Davacı, borçlu olmadığının tespiti ile tahsis talebini takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurumun tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanunun borçlanmanın geçerliliği için yurda kesin dönüşü şart kılan 3. maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 12.12.2002 gün ve 36/198 sayılı Kararı ile iptal edilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 5.2.2003 gün ve 21-790/61 sayılı kararı ile, borçlanmanın geçerliliği için yurda kesin dönüşün zorunlu olmadığı ve yurda kesin dönüş koşulu yerine getirilmeksizin yapılan borçlanmaların geçerli olduğu, ancak yurda kesin dönüş yapılıncaya kadar borçlanma hukuken askıya alınarak 3201 sayılı Yasanın 6. maddesine göre yurda kesin dönüş yapılmadıkça yaşlılık aylığı bağlanamayacağı ve giderek aylığın başlatılmaması, şayet bağlanmışsa aylığın kesilerek fuzulen ödenen yaşlılık aylıklarının Kurumca geri istenmesinin mümkün bulunduğu, hukuken askıya alınan yaşlılık aylığının yurda kesin dönüşün gerçekleştiği tarihi takip eden aybaşından itibaren yeniden ödenmeye devam olunması gerektiğinin kararlaştırıldığı ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının, elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanmasının zorunlu bulunduğu hukuksal gerçeği de dikkate alınarak, 25.4.2003 gün ve 25089 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan ve konu ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21.1.2004 gün ve 10-44/19 sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere usuli kazanılmış hakkın istisnası niteliğindeki Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ve yukarıda özetlenen Hukuk Genel Kurulu Kararları çerçevesinde yeniden inceleme ve araştırma yapılarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, dava tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata göre karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.2.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.