 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 2003/889
K: 2003/1122
T: 25.2.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KURUM ZARARININ RÜCUAN ÖDETİLMESİ
- VEKALET ÜCRETİNE KDV UYGULANMASI
İçtihat Özeti: 4.12.2002 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret tarifesinin 21. maddesinde yer alan "Bu tarifede yer alan ücretlere 3065 sayılı Kanun hükümleri gereği Katma Değer Vergisi ayrıca ilave edilir" ifadesi yasal gerekler gözetilerek oluşturulmuş bir düzenlemeyi içermediğinden ve normlar hiyerarşisine uygun hukuksal bağlayıcılık kazanmış bir düzenleme niteliği kazanmadığından, yargılama giderleri kapsamında hüküm altına alınması doğru değildir.
(2709 s. Anayasa m. 73)
(Av. As. Üç. Trf. m. 21)
Davacı, çalıştığı iş ve işyeri itibariyle itibari hizmet süresinden yararlandırılması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalılar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Anayasa'nın 73. maddesi, "Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır." düzenlemesini içermekte, olup, öğreti ve uygulamada 'Verginin yasallığı" olarak adlandırılan bu ilke, vergi, resim, harç ve benzeri kamusal güce dayalı bütün yükümlülüklerin yasayla düzenlenmesi zorunluluğunu öngörmektedir. Vergi yükümlülüğünün konusu, yükümlüsü, matrahı ve oranı gibi unsurların yanında, vergiden doğan ödev ve usul ilişkilerinin de yasayla düzenlenmesi gereği anılan hükmün zorunlu sonucudur.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 20. maddesinde yer alan,
1. Teslim ve hizmet işlemlerinde matrah, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedeldir.
2. Bedel deyimi, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade eder." düzenlemesindeki vergi matrahı tanımından hareket edildiğinde de, davada haksız çıkan tarafın, davada lehine hüküm kurulan tarafın vekilinin hizmetinden yararlanan kişi olarak nitelenemeyceği gibi, aynı maddenin 4 numaralı bendi de "Belli bir tarifeye göre fiyatı tespit edilen işler ile bedelin biletle tahsil edildiği hallerde tarife ve bilet bedeli Katma Değer Vergisi dahil edilerek tespit olunur ve vergi müşteriye ayrıca intikal ettirilmez." açık hükmünü içermektedir.
4.12.2002 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 21. maddesinde yer alan, "Bu tarifede yer alan ücretlere 3065 sayılı Kanun hükümleri gereği Katma Değer Vergisi ayrıca ilave edilir." ifadesinin, yukarıda sıralanan yasal gerekler gözetilerek oluşturulmuş bir düzenlemeyi içermediği ve normlar hiyerarşisine uygun hukuksal bağlayıcılık kazanmış bir düzenleme niteliğini kazanmadığından, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 423. maddesinde yer almayan bir unsurun da yargılama giderleri kapsamında hüküm altına alınmış olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
kuşkusuz bir kimsenin katma değer vergisi mükellefi olup olmadığına ilişkin uyuşmazlıklar adli yargı yerinde çözümlenemez.
Ne var ki, bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
Sonuç: Hükmün 4. fıkrasında yer alan "KDV'si ile birlikte davalılardan alınarak davacı vekiline verilmesine," ibaresinin silinmesine, yerine "davalılardan alınarak davacıya verilmesine," ibaresinin yazılmasına ve kararın düzeltilmiş bu şekliyle (ONANMASINA), temyiz harcının temyiz eden davalılardan Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş. Genel Müdürlüğüne yükletilmesine, 25.2.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.