 |
T.C.
YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas Karar
2003/850 2003/2216
YARGITAY İLAMI
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 1.350.107.676 lira alacağın yasal faizi ile birlikte tahsili davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalılar Avukatınca istenilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 18.03.2003 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılar adlarına kimse gelmedi.Karşı taraf adına Av. Gülen Kızıltaş geldi. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan Avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi Ercan Turan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davacı Kurum'un, davalılar murisi M. Yavuz Eratalay'ın ölümünden sonra bankadaki hesabından çekilen 21.4.1998-18.11.1999 dönemine ait aylıkların davalı mirasçılardan tahsili istemiyle açtığı davanın yargılaması sonucunda, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davaya konu aylıkların bankamatik kartıyla çekildiği dosya içeriğinde yer alan ilgili banka şubesi yazısından anlaşılmaktadır. Anılan kartın hayatta olduğu sırada sigortalının yanında bulunması yaşamın olağan akışı gereği olup, öldükten sonra da birlikte oturan yakınlarının eline geçmesi asıldır. Bu durumda, davada ispat yükünün davalılara ait olduğundan kuşkuya düşülmemelidir. O nedenle davalıların, murise ait bankamatik kartına sahip olmadıklarını inandırıcı delillerle ispat etmeleri gerekir. Davalılardan Erhan'ın ölen babasından uzakta ikamet ettiği, Hayrettin'in ise yaşamının son bir yılında murisle birlikte oturduğu ve banka hesap cüzdanıyla kartın da davalılar tarafından iade edildiği savunulmuş olduğuna göre, savunmaya dayanak bilgi, belge ve kanıtlar toplanarak yapılacak değerlendirme sonucunda, bankamatik kartının paraların çekildiği sırada başkasının elinde olduğu kanıtlanamadığı takdirde, aylıkların birlikte oturduğu belirlenen mirasçı tarafından çekildiği kabul edilmelidir. Ancak, açıklanan doğrultuda davalıların sadece mirasçılık sıfatına dayanılarak hüküm kurulmasına olanak yoktur. Kuşkusuz sigortalının ölümünden sonra tahakkuk eden aylığı terekeye dahil bir mal olmadığından, mirasçıların halefiyet yoluyla müteselsilen sorumlu oldukları ilkesinin de bu davada uygulama yeri bulunmamaktadır.
Mahkemece, yukarıda sıralanan ilkeler doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılmaksızın hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalılar vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.03.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.