 |
T.C.
YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas Karar
2003/3137 2003/3667
YARGITAY İLAMI
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı,fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 5.000.000.000 lira ödenmemiş olan aylıkların faiz farkı olarak ve ayrıca 01.04.1995 den önceki anaparası da ödenmeyen aylıkların anapara ve faizleri ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme,ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün,taraflar Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Hatice Kamışlık tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre Kurumun sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Anayasa'nın 73. maddesi, “Vergi, resim,harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.” düzenlemesini içermekte olup, öğreti ve uygulamada “verginin yasallığı” olarak adlandırılan bu ilke, vergi, resim, harç ve benzeri kamusal güce dayalı bütün yükümlülüklerin yasayla düzenlenmesi zorunluluğunu öngörmektedir. Vergi yükümlülüğünün konusu, yükümlüsü, matrahı ve oranı gibi unsurların yanında, vergiden doğan ödev ve usul ilişkilerinin de yasayla düzenlenmesi gereği anılan hükmün zorunlu sonucudur.
3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 20. maddesinde yer alan,
“1- Teslim ve hizmet işlemlerinde matrah, bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedeldir.
2-Bedel deyimi, malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade eder.” düzenlemesindeki vergi matrahı tanımından hareket edildiğinde de, davada haksız çıkan tarafın, davada lehine hüküm kurulan tarafın vekilinin hizmetinden yararlanan kişi olarak nitelenemeyeceği gibi, aynı maddenin 4 numaralı bendi de, “Belli bir tarifeye göre fiyatı tespit edilen işler ile bedelin biletle tahsil edildiği hallerde tarife ve bilet bedeli Katma Değer Vergisi dahil edilerek tespit olunur ve vergi müşteriye ayrıca intikal ettirilmez.” açık hükmünü içermektedir.
04.12.2002 Tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 21. maddesinde yer alan, “Bu tarifede yer alan ücretlere 3065 sayılı kanun hükümleri gereği Katma Değer Vergisi ayrıca ilave edilir.” ifadesinin, yukarıda sıralanan yasal gerekler gözetilerek oluşturulmuş bir düzenlemeyi içermediğinden ve normlar hiyerarşisine uygun hukuksal bağlayıcılık kazanmış bir düzenleme niteliğini kazanmadığından, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 423. maddesinde yer almayan bir unsurun da yargılama giderleri kapsamında hüküm altına alınmış olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.Kuşkusuz bir kimsenin Katma Değer vergisi mükellefi olup olmadığına ilişkin uyuşmazlıklar adli yargı yerinde çözümlenemez.
Ne var ki, bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ:Hüküm fıkrasının 3. bendinde yer alan “KDV'si ile birlikte“ sözlerinin silinmesine ve kararın düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 21.04.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.