 |
T.C.
YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas Karar
2003/2900 2003/3440
YARGITAY İLAMI
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 20.04.1976 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Fatih Arkan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 Sayılı Kanunun 79/10 ve 108. maddeleridir.
Bu yönde Kuruma bildirilmeyen çalışma süresinin ve sigorta başlangıç tarihinin tespitine karar verilebilmesi için davanın çalışılan yılın sonundan başlayarak 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir. Yönetmelikle tespit edilen belgeler kapsamında işe giriş bildirgesinin verilmesi durumunda,bildirgede öngörülen işe başlama tarihinden sonrası için hak düşürücü süreden bahsedilemez. Ne var ki, işe giriş bildirgesinin de yine yasada öngörülen hak düşürücü süre dahilinde Kuruma verilmesi gerekir. Zira hak düşürücü sürenin geçirilmesi hakkın özünü ortadan kaldırdığından;bu sürenin geçirilmesinden sonra işe giriş bildirgesinin Kuruma verilmesi ya da primlerin ödenmesinin;hak düşürücü süreyi yeniden canlandırması mümkün değildir.
Somut olayda; davacının sigorta sicil dosyası içeriğinde, dava konusu işyerinde 20.04.1976 tarihinde işe girişine dair bildirgesi mevcuttur. Kuruma hak düşürücü süre dahilinde intikal edip etmediği kayıtların yazımından kuşkuya yer bırakmayacak şekilde anlaşılamamaktadır. Belirtilen gerekçelerle, davacıya bu tescil ile verilen sigorta sicil numarası da göz önünde tutularak Kuruma varide tarihi yöntemince ve gereğince araştırılmalı, sonucuna göre; Kuruma veriliş tarihi itibariyle hak düşürücü süre geçmemişse, işe giriş bildirgesinin düzenleme tarihindeki mevzuat hükümleri ile bir günlük çalışmaya karine oluşturduğu da gözetilerek istemin kabulüne karar verilmeli aksi halde dava şimdiki gibi reddedilmelidir.
Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı Yusuf Dağ'ın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.04.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.