 |
T.C.
YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas Karar
2003/2687 2003/3191
YARGITAY İLAMI
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, ödeme emrinin iptali ile icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tesbitine ve haksız takipten dolayı % 40 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Fatih Arkan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davada; yetkili müdürü olduğu Cansu Limited Şirketinin, Sosyal Sigortalar Kurumu'na ait iş hanından kiraladığı gayrimenkulün, 1996 yılının 7 ve 8. Aylarına ait kira borcunun, 6183 sayılı yasa uyarınca kendisinden tahsili amacıyla takip yapılamayacağı nedenle, hakkında düzenlenmiş olan 7.3.2002 gün ve 96/3118 takip numaralı ödeme emrinin iptali istenmektedir.
Mahkemece, takibin 6183 sayılı Yasanın 102. Maddesi uyarınca “tahsil zamanaşımına” uğradığı nedenle iptaline karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı olan 6183 sayılı Yasanın 58. Maddesi hükmü ile ödeme emrine karşı, böyle bir borcun bulunmadığı veya kısmen ödendiği veya zamanaşımına uğradığı nedenle 7 gün içinde dava açılabileceği öngörülmüştür.
Dava dilekçesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan davacının borcun zamanaşımına uğradığı yönünde bir dava nedenine dayanılmamış olması karşısında, daha sonra ileri sürülen zamanaşımı iddiasının kabulü ile ödeme emrinin iptaline karar verilemez.
Davacının, Kurumun kira alacağının tahsilinde 6183 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanamayacağı iddiasına gelince; süresi içinde ödenmeyen, nizasız gayrimenkul kira gelirleri “Kurum alacağına” dönüşmekte olup, 3917 sayılı Yasa ile değişik, 506 sayılı Yasanın 80/4 maddesinde ifade olunan “diğer alacaklar” kapsamında, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında ki Yasa hükümleri ile tahsil olunacağı bir yasa hükmüdür.
Şirket müdürü olduğu taraflarca çekişmesiz olan davacıdan Kurum kira alacağının tahsilinin hukuksal dayanağı “kanuni temsilcilerin sorumluluğunu” düzenleyen 6183 sayılı Yasanın Mükerrer 35. Maddesi hükmüdür. Bu madde hükmü ile, tüzel kişinin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından tahsil edilebilmektedir.
Ticaret Sicil Memurluğunun yanıtından, borçlu Cansu Limited Şirketinin 3.11.1999 tarihinde tasfiye edilerek sicilden kaydının silindiğinin anlaşılmış olması karşısında, anılan maddede “tüzel kişinin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilememe” koşulu somut olayda gerçekleşmiş olmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü için, anılan maddede aranan bir diğer koşul olan “kanuni temsilci” sıfatının davacı İlhan Yaman'ın taşıyıp taşımadığı sorununun açıklığa kavuşturulması gerekir.
Mahkemece, Türk Ticaret Yasasının limited şirketlerin idare ve temsiline ilişkin 540-541 vd. maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri gözetilerek davacının “kanuni temsilci” sıfatını taşıyıp taşımadığı araştırılmalı, oluşacak kesin kanaat ile hüküm kurulmalıdır.
Yukarıda belirtilen maddi ve yasal olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.04.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.