Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas Karar
2003/2686 2003/3190
YARGITAY İLAMI

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


Davacı,ödeme emrinin iptali ile davalı Kuruma borçlu bulunmadığının tespitine ve haksız takipten dolayı %40 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün,davalı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Fatih Arkan tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davada davacının, yetkili müdürü olduğu Cansu Limited Şirketinin, Sosyal Sigortalar Kurumu'na ait iş hanından kiraladığı gayrimenkulün, Temmuz/1995 ile Temmuz/1996 devresine ait kira farklarından kaynaklanan borcun, 6183 sayılı yasa uyarınca kendisinden tahsili amacıyla takip yapılamayacağı ve ayrıca borcun tahsil zamanaşımına uğradığı nedenle, hakkında düzenlenmiş olan 7.3.2002 gün ve 97/3380 takip numaralı ödeme emrinin iptali istenmektedir.
Mahkemece, takibin 6183 sayılı Yasanın 102. Maddesi uyarınca “tahsil zamanaşımına” uğradığı nedeniyle iptaline karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı olan 6183 sayılı Yasanın 58. Maddesi hükmü ile ödeme emrine karşı, böyle bir borcun bulunmadığı veya kısmen ödendiği veya zamanaşımına uğradığı nedeniyle 7 gün içinde dava açılabileceği öngörülmüştür.
Dosya içeriğindeki 25.3.1997 tarihli yazışmadan, ödeme emrine konu kira (farkı) alacağının, Ankara 7. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 7.3.1997 Tarihinde kesinleştiği belirtilen,
1995/1177 Esas ve 1997/51 Karar sayılı ilamı ile yapılan kira tespitinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Kira farklarından oluşan bu alacak, mahkemenin tespit hükmünün kesinleşmesinden itibaren “kurum alacağına” dönüşerek tahsil edilebilirlik niteliği kazanmaktadır.
6183 sayılı Yasanın 102. Maddesi hükmü ile “...takip eden takvim yılı başından itibaren 5 yıl” olan tahsil zamanaşımının, aynı Yasanın 103/4. Maddesinde, zamanaşımını kesen nedenler arasında gösterilen “ödeme emri tebliği” tarihinin 7.3.2002 olduğu dikkate alındığında, Yasanın aradığı 5 yıllık sürenin dolmadığının anlaşılmış olması karşısında, davacının zamanaşımı iddiasının kabulü ile ödeme emrinin iptaline karar verilemez.
Davacının, Kurumun kira alacağının tahsilinde 6183 sayılı Yasa hükümlerinin uygulanamayacağı iddiasına gelince; süresi içinde ödenmeyen, nizasız gayrimenkul kira gelirleri Kurum alacağına dönüşmekte olup, 3917 sayılı Yasa ile değişik, 506 sayılı Yasanın 80/4 maddesinde ifade olunan “diğer alacaklar” kapsamında, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında ki Yasa hükümleri ile tahsil olunacağı bir yasa hükmüdür.
Şirket müdürü olduğu taraflarca çekişmesiz olan davacıdan Kurum kira alacağının tahsilinin hukuksal dayanağı “kanuni temsilcilerin sorumluluğunu” düzenleyen 6183 sayılı Yasanın Mükerrer 35. Maddesi hükmüdür. Bu madde hükmü ile, tüzel kişinin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından tahsil edilebilmektedir.
Ticaret Sicil Memurluğunun yanıtından, borçlu Cansu Limited Şirketinin 3.11.1999 tarihinde tasfiye edilerek sicilden kaydının silindiğinin anlaşılmış olması karşısında, anılan maddede “tüzel kişinin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilememe” koşulu somut olayda gerçekleşmiş olmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü için, anılan maddede aranan bir diğer koşul olan “kanuni temsilci” sıfatının davacı İlhan Yaman'ın taşıyıp taşımadığı sorununun açıklığa kavuşturulması gerekir.
Mahkemece, Türk Ticaret Yasasının limited şirketlerin idare ve temsiline ilişkin 540-541 vd. maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri gözetilerek davacının “kanuni temsilci” sıfatını taşıyıp taşımadığı araştırılmalı, oluşacak kesin kanaat ile hüküm kurulmalıdır.
Yukarıda belirtilen maddi ve yasal olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,07.04.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini