 |
T.C.
YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas Karar
2003/1314 2003/1940
YARGITAY İLAMI
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde 1982-15.10.1998 tarihleri arasında fazılasız olarak geçen ve Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Sosyal Sigortalar Kurumu Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Mustafa Taş tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava sonucu itibariyle davacının davalılara ait işyerinde 01.01.1982-15.10.1998 döneminde hizmet akdi ile çalıştığının tespiti istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir.
Öncelikle hizmet tespiti davalarında husumetin Kurumla birlikte sigortalıyı çalıştıran işverenlere yöneltilmesi yasal zorunluluktur.Somut olayda işyeri işvereninin tespite konu sürenin bir kesiminde Mustafa Can Uluer'le birlikte Ali Genç olması karşısında davacıya adı geçen kişiyi de yöntemince davaya dahil etmesi için önel verilmelidir.
Bu tür sigortalı olmayı gerektiren ilişki içinde geçtiği savunulan hizmetlerin tespitine ilişkin davalar nitelikçe kamu düzenine ilişkin olduğundan özel bir duyarlılık özenle yürütülmeli, gerekirse deliller re'sen toplanmalıdır.Bu yönde; tespite konu çalışmanın geçtiği işyerinin çay bahçesi olması, 12.01.1999 tarihli sigorta müfettişi raporunda da işyerinin mevsimlik olduğunun öngörülmesi karşısında bu olgu üzerinde durularak sübutu halinde işyerindeki mevsimlik çalışma dönemi araştırılıp belirlenmeli; diğer taraftan her ne kadar bir kısım davacı tanıkları davacının işyerinde garsonluk yanında bekçilik yaptığını ifade etmişler ise de, davacının dava dilekçesinde işyerinde bekçilik yaptığından bahsetmemesi karşısında; işyerinin sürekli bekçi istihdamını gerektirecek kapasitede olup olmadığı üzerinde durulup, bu bağlamda davacının aynı işyerinden 1992 yılı 1 ve 3.döneminde 120'şer günlük çalışmasına ilişkin olarak Kuruma bildirimde bulunulduğu da gözetilmek suretiyle davacının işyerinde yaptığı işin niteliği hiçbir kuşku ve tereddüte yer bırakmayacak biçimde saptanmalı; tespite konu dönemde sigortalı ile birlikte çalışanlar yanında aynı yörede komşu ve benzeri işleri yapan başka işverenler ile bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler gerekirse re'sen saptanarak tanık sıfatıyla dinlenmeli; yargılama sürecinde dinlenen tanıklardan Hidayet Eradan ile Talip Yılmaz'ın anlatımlarının çalışma olgusu yönünden somut olaylara dayanmayıp soyut düzeyde kaldığı bu bağlamda inandırıcı güç ve nitelikte olduğunun söylenemeyeceği hususu gözetilerek ve yine aynı işyerinde sigortalı ile birlikte çalıştıklarını ileri süren tanıklar Mehmet Yılmaz ile Hasan Buzaracı'nın sahadetlerinin değerlendirilmesi bakımından da işyerinde çalışma olguları araştırılmak suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilmeli ve sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.03.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.