 |
T.C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 2003/1154
K: 2003/1907
T: 11.3.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KURUM ZARARlNIN RÜCUAN ÖDETİLMESİ
- ARAÇ MALİKİNİN SORUMLULUĞU
İçtihat Özeti: Araç malikinin 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi hükmüne göre kurumun rücu alacağından sorumluluğu ancak kusurunun varlığı yada anılan yasanın öngördüğü "diğer sorumlular" kavramı kapsamından 2918 sayılı Kanunun 3. maddesi hükmünde öngörülen tanım çevresinde iş
leten sıfatının haiz bulunması; bir başka anlatımla trafik sicilinde adına kayıtlı bulunan araç üzerindeki fiili hakimiyet ile aracı tehlikesi kendine ait olmak üzere kendi nam ve hesabına işletiyar olması halinde mümkündür.
(1479 s. Bağ-Kur K. m. 63)
(2918 s. Trafik K. m. 3, 85)
Davacı, trafik kazasında ölen sigortalının haksahiplerine yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 20.11.1999 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu vefat eden sigortalının haksahiplerine davacı Kurumca ölüm sigortası kolundan bağlanan aylığın ilk peşin değerinin 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi hükmüne göre davalılardan rücuan tahsili istemine ilişkin olup; Mahkemece, 1479 sayılı Yasanın 63. maddesinde yer alan araç sahiplerine ilişkin düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptali gerekçe gösterilerek, davalılardan. Bülent hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı Bülent'in sorumluluğunadayanak kılınan, 1479 sayılı Kanunun 63. maddesinin 3396 sayılı Kanunla değiştirilen 2. fıkrasında yer alan "araç maliklerine" ibaresi; Anayasa Mahkemesinin 27.8.2002 tarih ve 2001/343 Esas, 2002/41 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş ve iptal kararı 13.11.2002 gün ve 24935 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bu durumda araç malikinin 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi hükmüne göre Kurumun rücu alacağından sorumluluğu ancak kusurunun varlığı ya da anılan Yasanın öngördüğü "diğer sorumlular" kavramı kapsamından 2918 sayılı Kanunun 3. maddesi hükmünde öngörülen tanım çevresinde işleten sıfatının haiz bulunması; bir başka anlatımla trafik sicilinde adına kayıtlı bulunan araç üzerindeki fiili hakimiyet ile aracı tehlikesi kendisine ait olmak Üzere kendi nam ve hesabına işletiyor olması halinde mümkündür.
Hal böyle olunca; Bülent'in işleten sıfatını haiz olup olmpdığının belirlenmesinde; yukarıda açıklanan hukuki esaslar çevresinde ve maliki bulunduğu aracın kaza tarihindeki sürücüsü olan diğer davalıyla aralarındaki hukuki ilişkinin niteliği üzerinde de durulmak suretiyle gerekli araştırma ve inceleme yapılmalıdır.
Diğer taraftan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85 ve devamındaki madde hükümleri kapsamında işleten; zararlandırıcı sigorta olayının vukuunda şahsi kusuru bulunmasa bile fiili hakimiyetifide bulunan aracın-sürücüsü ile sürücünün dışındakalan diğer yardımcıların kusurlu eylemlerinden sorumlu ise de; kazanın oluşumUnda şahsi kusurunun bulunmaması koşulu ile kazanın oluşsebebinin münhasıran sürücünün ağır kusurundan ileri gelmesi durumunda; sürücünün uğradığı zararları tazmin bakımından sorumluluktan kurtulma olanağı vardır.
Nitekim 1479 sayılı Kanunu,n 63. maddesi hükmü kapsamında rücu edilecek kişilerin sorumlulukları da öncelikle, 3. kişinin suç sayılan hareketi ile yasada belirtilensosyal sigorta yardımlarının yapılmasını gerektiren bir halin doğması koşuluna bağlanmıştır.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin eksik araştırma, inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle, araç maliki Bülent'in sorumluluğu yönünden yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), 11.3.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.