 |
T. C.
YARGITAY
10. Hukuk Dairesi
E: 2003/1023
K: 2003/1610
T: 06.03.2003 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı, davalı Kurum işleminin iptali ile askerlik borçlanmasının geçerli olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Suna Memlûk tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava hukuki nitelikçe 1479 sayılı kanun kapsamında yapılan askerlik borçlanmasının geçerliliğinin tespiti istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağını teşkil eden 1479 sayılı kanunun Ek 9. maddesi hükmünde; askerlik borçlanmasının geçerliliği için borçlanma tutarının sigortalıya hak ve yükümlülüklerini belirten ve yaptırımı da içeren yazının tebliğinden itibaren 2 yıl içinde ödenmesi gereği öngörülmüştür. Diğer taraftan aynı kanunun gelir basamaklarının seçilmesine ilişkin 51. maddesi hükmüne göre de; "diğer sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi bir işte çalıştıktan sonra Bağ-Kur kapsamına girenler (isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olanlar dahil) bu Kanunun 50. maddesinde belirtilen basamaklardan diğer sosyal güvenlik kurumlarında geçirdiği süre intibak ettirilmek suretiyle en yakın basamaktan aşağısını seçemezler.
Somut olayda; isteğe bağlı Bağ-kur sigortalısı olarak 09.02.1989 tarihi itibariyle tescili yapılan davacının; bu tarihten önce 506 sayılı Kanun kapsamında sigortalılığı
bulunmasına rağmen, isteğe bağlı sigortalı giriş bildirgesinde; diğer sosyal güvenik kurumlarına prim ödeyip ödemediği konusunda Bağ-Kur'u bilgilendirmeye ilişkin bölümde fiili duruma aykırı biçimde işaretleme yapması sonucu 1. basamaktan tescili yapılmış, buna bağlı olarak da aynı kuruma yaptığı askerlik borçlanma talebi üzerine Bağ-Kurca borçlanma primleri 1. basamak üzerinden hesaplanarak davacıya bildirilmiştir. Oysa, yasanın anılan emredici hükmü kapsamında; davacının Sosyal Sigortalar Kurumunda geçirdiği süre intibak ettirilmek suretiyle seçmesi gereken tescil basamağı 7. basamak olduğu gibi askerlik borçlanması primininde bu basamağa göre hesaplanması gereği açıktır. Hal böyle olunca da Davacı, 2 yıllık yasal süre içerisinde askerlik borçlanması primini eksik ödemiş olmaktadır. Diğer taraftan davacı; isteğe bağlı sigortalı giriş bildirgesinde; Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi çalışmasını gizleyerek yanlış işaretleme yapmak suretiyle bu konuda Bağ-Kur'u yanıltması nedeniyle iyiniyet iddiasında bulunamayacağı gibi kimsenin kendi kusurundan yararlanamamasına ilişkin evrensel nitelikteki hukuk kuralı gereğincede; davacının eksik kalan borçlanma primini tamamlayarak askerlik borçlanmasının tamamını geçerli kılması mümkün değildir ve mahkemenin buna yönelik kabulü yerindedir.
Ne var ki; Dairemizin yerleşmiş görüşüne göre "kısmi borçlanma" mümkündür. Somut olayda da; davacının 7. basamak üzerinden talep tarihinde yürürlükte bulunan prim tutarlarına göre hesaplanacak borçlanma primi yerine 1. basamak üzerinden hesaplanmış miktarı ödemesine ilişkin olgu gözetildiğinde; ödenmesi gereken borçlanma priminin ancak bir kesimi 2 yıllık yasal süre içinde ödenmiş olmaktadır ki; bu durumda; süresinde ödenen borçlanma tutarı karşılığı gün sayısı oranlama yapılmak suretiyle hesap edilerek bu süre kadar askerlik borçlanmasının geçerliliğine karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde istemin tümden reddi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.03.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|