 |
T.C.
YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas Karar
2002/9948 2003/38
YARGITAY İLAMI
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Davacı,işkazası sonucu sürekli iş göremez durumuna giren sigortalı için yapılan sosyal sigorta yardımları üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkemenin önceki 25.06.2002 tarih,2001/390 Esas,2002/355 Karar sayılı kararında Daire bozma kararına kısmen direnilmesine karar verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca; Mahkemenin direnme kararının bozulmasına karar verildiği, ancak özel Daire bozma kararına işveren Orhan Oran dışındaki davalılar M.Engin Oray ve Orhan Karabulut'a ilişkin olarak kusur yönünden uyularak yeniden kusur ve hesap raporu alındığından bahisle buna ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla;Tetkik Hakimi Hüseyin Erol tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra davacı Kurum ile davalılar M.Engin Oray ve Orhan Karabulut vekillerinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarına münhasır olmak üzere işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurumun tüm,davalıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davanın yasal dayanağını teşkil eden 506 Sayılı Kanunun 26.maddesi kendine özgü haleflik ilkesine dayanmakta olup, Sosyal Sigortalar Kurumunun rücu alacağı; sigortalı ya da haksahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebilecekleri maddi tazminat miktarı ile sınırlıdır. Bu bağlamda,sigortalı ya da haksahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılıp kesinleşen maddi tazminat davasında hükme esas kılınmış hesap raporunda öngörülen maddi zarar miktarları halefiyet ilkesinin gereği olarak kurumun açtığı rücu davasında bağlayıcı nitelik taşımaktadır.
Somut olayda; hernekadar sigortalının açtığı tazminat davasında sadece işveren Orhan Oran taraf olup,M.Engin Oray ile Orhan Karabulut'a husumet yöneltilmemiş ise de o davada hükme esas kılınan 01.03.1999 tarihli hesap raporunda öngörülen sigortalının maddi zarar miktarı (geçici işgöremezlik ödeneği de düşülmek suretiyle);Kurumun sigortalının halefi sıfatıyla açtığı iş bu rücu davasında;işveren yanında Sosyal Sigortalar Kurumu bakımından da bağlayıcıdır.
Hal böyle olunca; sigortalının işveren hakkındaki tazminat davasında taraf olmayan tazmin sorumluları için; Kurumun açtığı rücu davasındaki yargılama aşamasında, değişen asgari ücretlerin de gözetilmesi suretiyle yeniden dış tavan hesabı yaptırılarak sigortalının gerçek zarar tavanının,kesinleşmiş tazminat davasında alınmış hesap raporunda öngörülen üzerinde tespiti;506 Sayılı Yasanın 26.maddesine dayalı iş bu rücu davasının hukuksal temelini teşkil eden halefiyet ilkesine aykırıdır.
Kaldıki Mahkemece,03.10.2000 tarihli ilk kararında; sigortalının gerçek zarar tavanının belirlenmesinde,tüm davalılar yönünden sigortalının işveren hakkındaki tazminat davasında alınmış hesap raporuna dayanılması ve Dairemizin önceki bozma kararında dış tavan hesabına yönelik herhangibir bozma nedeninin öngörülmemesi karşısında; anılan 01.03.1999 tarihli hesap raporunda saptanmış maddi zarar miktarı bakımından taraflar yararına usuli kazanılmış hak durumuda oluşmuştur.
Ne var ki,506 Sayılı Kanunun 109.maddesindeki prosedür kapsamında yapılacak inceleme sonucu zararlandırıcı sigorta olayı üzerine sigortalıda oluşan meslekte kazanma gücü kaybı oranının %48'den daha az oranda belirlenmesi durumunda; 01.03.1999 tarihli hesap raporunda öngörülen kazanç kaybı miktarlarına sigortalının yeniden saptanan sürekli işgöremezlik oranı uyarlanarak dış tavan hesaplanmalıdır.
Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalılar M.Engin Oray ile Orhan Karabulut'un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.01.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.